“Havadan Jeofizik Araştırmaları Projesi”nin tanıtımında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin maden kaynaklarının röntgeninin çekildiğini ifade ederken geçen yılın Aralık ayından bu güne kadar süren çalışmalar ile Türkiye’nin yarıdan fazlasının ilk etap ölçümlerinin tamamlandığını söyledi.

Çalışmalar kapsamında iki uçakla toplam 1.500 saatin üzerinde uçuş gerçekleştirildiğine dikkat çekilirken, yüzeye yakın olan bu uçuşların ortalama 200 metre yükseklikte gerçekleştirildiği aktarıldı. Amaçlarının maden rezervlerinin yoğun olduğu bölgeleri tespit ederek nokta atışlarla maden arama ve sondaj çalışmaları yapmak olduğunu belirten Dönmez, proje kapsamında şu ana kadar ilk öngörü haritalarının oluşturulması amacıyla planlanan 820 bin kilometrekarelik alanın yaklaşık 570 bin kilometrekarelik kısmının tamamlandığını ifade etti. Planlanandan verimli şekilde devam eden proje hakkında Dönmez: “100 günlük eylem planında hedefimiz 500 bin kilometre karenin taranmasıydı. Hamdolsun bugün bu rakamın da ötesine geçerek az önce bahsettiğim üzere 570 bin kilometrekarelik kısmını taradık. İnşallah bu rakamı yıl sonuna kadar 700 bin kilometrekareye çıkaracağız. Çevresel ve fiziki koşulların imkansızlığı nedeniyle maden arama ve tespit çalışmalarının yapılamadığı bölgeler de dahil olmak üzere bütün Türkiye’nin havadan jeofizik haritalarını oluşturarak potansiyel alanları tespit edeceğiz.” şeklinde ifadelerde bulundu.

Havadan jeofizik verilerin toplanmasını esas alan proje kapsamında uçaklarda kullanılan cihaz, sensör ve tüm ek donanımların entegrasyonunun yapılarak Türkiye’ye getirildiğini belirten Dönmez, yürütülen projeyle havadan jeofizik araştırmalar sektörüne önemli bir yeniliğin de kazandırıldığını vurguladı. Dönmez: “Biliyorsunuz, bu araştırmaları Cessna Caravan modeli sabit kanatlı uçaklarla yapıyoruz. Uçaklarımızın kuyruk kısmına monte edilen Düşey Manyetik Gradyan (Magnetic Gradient) Sensörü, bu model uçaklar için dünyada ilk defa bizim projemiz için geliştirilip, üretildi. Bu sensörün projemize getirdiği avantajla yüzeye yakın yer altı yapılarını daha kolay ve net bir şekilde tespit ediyoruz.” diye konuştu.

Havadan jeofizik araştırmaların dünyada madencilik sektöründe başı çeken ülkeler tarafından aktif şekilde kullanıldığına dikkat çeken Dönmez, Türkiye olarak bizimde bu ülkeler arasında yar aldığımızı belirtti. Dönmez, havadan jeofizik yöntemlerle yapılan çalışmaların verimliliği arttırdığını şu cümlelerle anlattı:  “Türkiye olarak bu alanda artık biz de varız. Dünyada bu alanda kullanılan en son teknoloji, donanım ve yazılım ne ise aynısını ülkemizde de kullanıyoruz. Proje kapsamında verilerin toplanması, kalite kontrolü, analiz ve haritalama işlemleri MTA’nın uzmanları ve mühendisleri tarafından yürütülüyor. Proje tamamlandığında dünyada havadan jeofizik araştırmalar sektöründe hizmet veren ilk 8 ülke arasında yer alacağız. Bu teknolojiyi kullanmasak bu verileri toplayabilir miydik? Evet toplayabilirdik. Ancak iki ekip ve klasik yöntemle bu veriler karadan toplanmak istendiğinde 250 yıl sürecekti. Bu durumda yaklaşık olarak 100 kat daha uzun süreye ve 29 kat daha fazla ekonomik kaynağa da ihtiyaç duyulacaktı.”

Proje tamamlandığında havadan hızlı ve etkin şekilde toplanan yüksek çözünürlüklü veriler jeofizik haritalar oluşturulacağı ve oluşturulan bu haritalar ile daraltılan alanlarda karadan jeofizik, jeolojik ve sondaj çalışmaları sonucu nihai arama hedeflerine ulaşmayı planladıklarını da belirtti.

Bu projeyle, Türkiye ekonomisine ve madencilik sektörüne ekonomik ve zaman anlamında büyük katkılar sunulacağının altını çizen Dönmez, “Yerli ve Milli Enerji ve Maden Politikaları” kapsamında yürüttükleri çalışmaların önemini şu cümlelerle aktardı: “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak milli enerji ve maden politikalarımız kapsamında ülkemizdeki yerli maden potansiyelimizi ortaya çıkarmak için havadan yürüttüğümüz çalışmaların yanında, gemilerimizle de denizlerimizdeki hidrokarbon ve maden potansiyelimizin keşfedilmesi için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Karada, denizde ve havada maden ve doğal kaynaklara ilişkin tüm varlıkların tespiti için yapılması gereken ne varsa yapıyoruz. Karalarda yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında, MTA bu yıl bir milyon 200 bin metre sondaj gerçekleştirdi. Yıl sonu hedefimiz ise 1 milyon 600 bin metre sondajı gerçekleştirmek. Bu rekor sondaj büyüklüğü. Enerjide bağımsızlığın ülkemizin geleceği için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bütün çalışmalarımızı bu bilinç ve sorumlulukla yürütüyoruz. Biz sadece bugün için değil, Türkiye’nin geleceği, gelecek nesilleri, 2023, 2053 ve 2071 vizyonları için gayret edip çalışıyoruz. Yerli kaynaklarımızı ne kadar çok kullanır, enerji teknolojilerini ne kadar fazla yerlileştirirsek, ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefimize giden yolda o kadar güçlü olacağız.”

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikStandart Enerji Tufanbeyli Boksit Sahasının İşletme Ruhsatını Aldığını Duyurdu
Sonraki İçerikAGÜB Dört Maddelik Acil Eylem Planını Bakanlıklara Sunmak Üzere TOBB’ye İletti