Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlığa bağlı kuruluşların 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye’nin zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu, üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada yedinci sırada yer aldığını belirten Bayraktar, bu alandaki potansiyeli ekonomiye kazandırmak için “Önce İnsan, Sonra Çevre ve Sonra Katma Değerli Madencilik” vizyonuyla çalıştıklarını söyledi.
Bayraktar, madencilik sektörünün daha güvenli ve sürdürülebilir olması amacıyla 2023’te 8 bin 828, bu yıl Ekim sonu itibarıyla ise 7 bin 833 sahada denetim yaptıklarını ifade ederek, söz konusu denetimlerde radar, sonar, drone, elektronik takip ve dijital uyarı sistemleri gibi teknolojilerin kullanıldığını ve yıl sonuna kadar yaklaşık 9 bin saha denetim sayısına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Şubat’ta Erzincan İliç’teki altın madeninde toprak kayması meydana geldiğini anımsatan Bayraktar, “Olayın hemen ardından İliç’teydik. Devletimiz de elindeki tüm imkân ve kabiliyetleriyle adeta seferber oldu. Toprak altında kalan 9 işçimizin arama kurtarma çalışmalarını bilfiil yerinde koordine ettik. Kesintisiz olarak bir ay boyunca burada kaldık, vatandaşlarımızın acılarını paylaştık. Hem onları hem ülke kamuoyunu şeffaf, açık ve samimi bir şekilde bilgilendirdik. Meclisimiz de bir araştırma komisyonu kurarak büyük bir titizlikle bu konuyu ele almıştır. Konuyla ilgili yasal süreci yakından takip ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Madenciliği çevreyle uyumlu şekilde yürüterek, faaliyetlerin sonlandığı alanların doğaya yeniden kazandırıldığına işaret eden Bayraktar, rehabilitasyon çalışmaları kapsamında bugüne kadar 45 ilde 9 bin hektar rehabilitasyon alanına 21 milyon adet ağaç dikildiğini dile getirdi.
Bayraktar, yer altı kaynaklarını ortaya çıkarmak amacıyla kurulan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün (MTA), son 10 yılda ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirerek yeni rezervlerin tespitini sağladığını ve bu rezervlerin önemli bir kısmının ekonomiye kazandırıldığını anlatarak, şöyle devam etti: “Madencilik sektörünün bugünkü fiyatlarla, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde 65 milyar lira olan hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkararak 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık. Aynı süre zarfında maden ihracatımızı da 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık. Dünyadaki rezervin yüzde 73’üne sahip olduğumuz bor madeninde yüzde 60’ın üzerinde küresel pazar payıyla bu alanda liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede, 2024 yılında 2,5 milyon ton bor ürünleri satışı karşılığında, yüzde 97’si ihracat olmak üzere 1,3 milyar dolar satış gerçekleştirerek bir rekor kıracağız.”
Ham madde arz güvenliği kapsamında, Asya’dan Afrika’ya farklı coğrafyalarda çalışmaların sürdüğüne dikkati çeken Bayraktar, Nijer’de arama çalışmaları yürütülen altın sahalarından birinde 2025 yılında ilk üretime başlamayı planladıklarını söyledi.
Bayraktar, 2023’te kömür ve altın dahil, ara ve uç ürünler hariç olmak üzere, toplam madencilik ithalatının yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu, bu kapsamda maden üretimini güvenli ve sürdürülebilir şekilde artırmak için çalıştıklarını ifade etti.
Yeşil dönüşümün ana unsurları olan yenilenebilir enerji, elektrik depolama ve elektrikli araç teknolojilerinin yanı sıra savunma sanayi gibi ileri teknoloji alanlarında nadir toprak elementleri başta olmak üzere kritik ve stratejik madenler kullanıldığını aktaran Bayraktar, Eskişehir Beylikova’da keşfedilen dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementleri rezerv sahasındaki üretimi geliştirerek, bu alanda önemli bir küresel tedarikçi haline gelmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Bayraktar, Türkiye için kritik ve stratejik madenler yol haritasının gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.