Akıllı Madencilik Elektrik Sistemleri ve Makineleri için Durum İzleme

Küresel ısınma konusundaki artan endişeler ve temiz enerji teknolojisinin düşen maliyetleri nedeniyle madencilik sektörünün enerjiyi kullanma, depolama ve yararlanma şekli dünya çapında önemli ölçüde değişim yaşamaktadır. Dijital teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, özellikle küresel madencilik endüstrisi için otomasyon sürecinin elektriklendirme ve hızlandırılmasında da bir dönüşüme neden olmaktadır.

Maden sektörünün büyük bir bölümü dünyada yaşanan bu yeni gelişmelere karşı temkinli yaklaşırken, özellikle gelişmiş ülkelerde yer alan maden devleri, bu atılımlara daha sıcak bakarak yeni teknolojilere kucak açmıştır. Bunun nedeni özellikle yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir enerji yoluyla üretilen ucuz, hazır elektrikle ortaya çıkan yeni fırsatların yanı sıra bu teknolojilerin karbon ayak izini önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip olmasıdır.

Genelde maden dışı endüstrilerin enerji gereksinimi çoğunlukla konvansiyonel elektrik şebekesi üzerinden sağlanmaktadır. Konvansiyonel elektrik şebekesi, bir uçta gücün üretildiği ve daha sonra onu talep eden yerlere iletildiği tek yönlü bir sistemdir. Uzaklarda üretilip şebeke üzerinden taşınan enerji, her bir müşteriye, gerilimi tüketici seviyesinde düşüren bir dağıtım trafosu aracılığıyla ulaştırılır. Çoğu durumda, şebeke gücü yakınlarda değilse, madencilik şirketleri bu enerjiye erişmek için büyük miktarda yatırım yapmak zorunda kalır ve bu da projeleri çok daha pahalı ve rekabetçilik yönünden zayıf hale getirir. Buna karşın mikro şebekeler, belirli bir sahaya ve enerji transferinin önemli ölçüde daha kısa ve esnek olduğu alanlara hizmet veren bağımsız enerji sistemleridir. Bu nedenle, mikro şebeke sistemleri izole alanlar için çok daha ucuz bir çözümdür, çünkü uzak mesafede bulunabilecek ulusal şebeke sistemine erişmeye ve bunun için gerekli olan pahalı bir iletim altyapısına gerek yoktur. Birçok mikro şebeke sistemindeyse, bu enerji geleneksel olarak dizel yakıtı kullanılmasıyla sağlanmıştır. Örneğin Avustralya’daki madencilik sektörünün genel olarak altyapının olmadığı uzak yerlerde geliştiği düşünülürse, sektör enerjisinin çoğunu dizel (%41), doğal gaz (%33) ve şebeke elektriğinden (%22) elde ederken, geri kalanı diğer rafine yakıtlar, kömür, LPG, yenilenebilir enerji ve biyo-yakıt karışımından sağlanmaktadır (ARENA, 2017).

Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi 101. sayı 66. sayfadadır.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.

Yazıyı interaktif dergiden okumak için tıklayın.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikFan Yenileme – Retrofit
Sonraki İçerikİMİB Başkan Adayları Yönetim Kurulu Kadrolarını Açıkladılar