Jeolojik zamanlar boyunca yerküremizin yaşadığı büyük doğal olaylar sonucunda iklim değişikliğinin hep olduğu ve buna bağlı olarak yerkürenin yüzey ısısının değiştiği, atmosferdeki karbondioksit (CO2) miktarının arttığı bilinmektedir. Yerküredeki yaşamı olumsuz etkileyen bu değişiklikler sonucunda jeoloji tarihi boyunca beş adet Kitlesel Yok Oluş dönemi yaşanmış ve her birinde canlı türlerinin %75-96’sı yok olmuştur. Her yok oluş sonrasında, dengelenen yeni yaşam koşullarına uygun yeni canlı türleri ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi’nin başladığı on sekizinci yüzyılın ortasından bu yana, giderek artan miktarlarda kullanılan fosil yakıtların yanmasıyla açığa çıkan gazların atmosfere salınmasıyla CO2 miktarının aşırı artması ve bunun da küresel ısınmaya yol açmasıyla günümüzdeki yaşamı felakete götürecek kritik eşiğe gelinmiştir. Bu süreç bugünkü hızıyla sürdüğü takdirde, yeryüzündeki yaşamın bu kez kendisini yeryüzündeki en akıllı canlı olarak nitelendiren insanın kendi elinden Altıncı Yok Oluş’u hem de çok uzağımızda olmayan bir zamanda yaşaması kaçınılmazdır.
On yıldan fazladır iklim değişikliği, doğa bilimcilerinin ve yerkürenin geleceğini düşünenlerin gündeminde ilk sırada bulunuyor. Yerbilimciler, yerkürenin 600-540 milyon yıl önceden beri tek bir kıta Pangea biçimini almasından bu yana iklim değişikliği yaşandığını biliyorlar. Bu değişimler sonucunda yerküre ya buzullarla kaplanıyor ya da buzullar gerileyerek ısınma görülüyor. Jeolojik zamanın başlangıcından günümüze, yerkürenin aşırı soğuması ya da ısınması sonucunda beş kez canlıların büyük ölçüde yeryüzünden silindiği Yok Oluş yaşanmıştır.
Yeryüzünde yaşamın önemli ölçüde söndüğü ilk yok oluş, Ordovisyen devri sonunda, yaklaşık 443 milyon yıl önce Gondwana kıtası (G. Amerika-Afrika-Arabistan-Hindistan-Avustralya-Antarktika) güney kutbuna kayarak yerleşince üzerinin buz tutmasıyla deniz düzeyinin aşırı düşmesi sonucunda olagelmiştir. Kıyılara yakın yerlerde yaşayan ve hem denizden hem de karadan yararlanan canlıların yaşam biçimlerinin zarar görmesiyle canlı türlerinin %86’sı yeryüzünden silinmiştir.
Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi 97. sayı 124. sayfadadır.
Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.