Copyright@Ekonomist Website

Dünyanın kabusu olan Covid-19 salgınının ardından ülke ekonomileri ardı ardına olumsuz sinyaller verirken petrol fiyatlarında yaşanan önemli derecedeki düşüşler de petrol üreticisi ülkelerin kabusu oldu. Bu durum petrol üreten firmalar için zorlu bir süreci işaret ederken petrol ithalatçısı ülkeler için de ekonomik olarak bir nebze de olsa nefes alma şansı doğurdu.

Yaşanan bu süreç petrol ürünleri ticareti gerçekleştiren firmaları da ciddi bir şekilde etkiledi. 30 yıldan fazla bir süredir petrol ürünleri piyasasında faaliyet yürüten Delta Grup, Türkiye’nin önemli benzin ihracatçısı grupları arasında yer alıyor. Dünya Gazetesi’nden Mustafa Kemal Çolak imzalı habere göre konuyla ilgili görüşlerini aktaran Delta Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab, “Piyasalarda tam bir belirsizlik hakim. Bu durumda bize düşen, ticareti durdurmak ve bir kenara çekilip gelişmeleri izlemek.” diye konuştu.

Fiyatlardaki dramatik düşüşlerin arkasında yatan nedenlerin başında talep düşüşünün geldiğini belirten Habbab, “Dünyada günde 82-84 milyon varil aralığında tüketilen petrolde talep 30 milyon varilden fazla düştü. Bu çok büyük bir rakam. Talep düşse de üretim kolay kolay yüksek miktarlarda düşürülemez. Petrol kuyularına gaz basılmak zorundadır. Aksi halde kuyular, kapanır.

Bu daha büyük maliyettir. Şimdi üretilen petrol stoklara gidiyor. Yer gök stoğa çalışıyor. Tüm tankerler stoklanıyor. Bugün günde üretilen petrolün 30 milyon varili stoğa gidiyor. Bu ayda asgari 500 milyon dolarlık bir maliyettir. Stoklar erimediği taktirde fiyatlarda bir düzelme söz konusu olmaz.” ifadelerini kullandı.

Dört yıl önce akaryakıt zincirini başka bir firmaya satan Delta Grup, 2012 yılından bu yana madencilik sektöründe yatırımlarına da devam ediyor. Ege bölgesinde yer alan krom sahalarında üretim kapasitesini 100 bin tona kadar arttıran firma, Bursa’da ise çinko ve kurşun üretimi gerçekleştiriyor. Delta Grup, ileri teknolojik yeni yatırımlarını da yine maden sahasına yönelik gerçekleştiriyor.

Bursa ve Burdur illerinde iki ayrı maden zenginleştirme tesisi kurma çalışmaları yürüten şirket, her iki tesisin de toplam kapasitesinin 130 bin ton olacağını, iki tesiste de 300 kişi istihdam edileceğini vurguladı. Yeni kurulan cevher zenginleştirme tesislerinde katma değerli maden üretimi yapacaklarını ifade eden Habbab, “Grup olarak üretimimizin %99’unu ihraç ediyoruz. Halihazırda yeni tesislerimizde cevheri %55-60’a kadar zenginleştirmeyi hedefliyoruz. Ancak ileriki etapta saflaştırılmış madencilik yapacağız ve topraktan çıkan ürünü %99 oranında ortaya çıkarıp, en saf hali ile cevher satacağız.” dedi. Habbab, sonraki dönemde saf cevher üretimine ilişkin 250-300 milyon dolar yatırım planladıklarını da sözlerine ekledi.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikAlacer Gold, Bakır Tepe Projesi’nden Sondaj Sonuçlarını Paylaştı
Sonraki İçerikMadencilik Operasyonlarında Susuzlaştırma