Erken Tarihi Dönemde Kurşun Kullanımı

İnsan ve kurşun birlikteliğinin yüzyıllar değil bin yıl öncesine dayandığı görülmektedir. En yaygın kurşun minerali olan galen, doğada yaygın olarak bulunur ve insanlar onu yalnızca parlaklığından değil, aynı zamanda yüksek özgül ağırlığından dolayı erken fark ettiler. Bir sülfit minerali (galen) olarak kurşun çekici görünüme sahiptir, insanlar bu cevherden etkilenmiştir, ancak metal kurşun, sanat ve kültür tarihinde altın, gümüş, bronz ve demir kadar başrol oynamamıştır. Güzel renk, yüksek parlaklık veya sertlik gibi nitelikler bu metale atfedilemez Galen mineralinin M.Ö. 7. binyıldan itibaren dekoratif boncuklar halinde kullanıldığına dair kanıta sahibiz. Konya Çumra Çatalhöyük’te, M.Ö. 6500 yıllarına kadar uzanan bir tarihte kurşun ve bakır mineralinden boncuk takılar kazılarda bulundu. Muhtemelen bu boncuklar 19. yüzyıla kadar aralıklarla işletilen Konya Bozkır ve Hadim zuhurlarından elde edildi.

Kurşun, diğer kullanım alanlarının yanı sıra, çeşitli malzemelerle (örneğin bronzlara ve altın çıkarma için tuz sementasyon işleminde) karışım olarak kullanıldığından, bu mineralin özelliklerinin M.Ö. 3000’den önce bilindiği varsayılabilir. Galenden elde edilen metalik kurşun, eski Mısır’da tuz sementasyon işlemi kullanılarak altının çıkarılmasında önemli bir katkı maddesiydi. Babil, Anadolu ve Yunanistan’da kurşun, bronz yapımında katkı maddesi olarak kullanılmıştır. Beyaz ve kırmızı kurşun gibi bazı kurşun bileşikleri bilinen en eski pigmentler arasındadır ve tarihlerini 2500 yıl öncesine kadar izlemek mümkündür. Beyaz kurşun çömlek sır olarak kullanıldı ve diğer kurşun bileşikleri kozmetik olarak kullanılmıştır.

Bir mineral olarak galen, antik çağlarda makyaj yapmak ve çanak çömlek için sır malzemesi olarak kullanılmıştır. Antik Mısır’da (yaklaşık M.Ö. 3000 ila 500 yıl) galen, antimonla birlikte, makyaj için bir hammadde olarak aranan bir mineraldi. Mezar hediyesi olarak bulunan sayısız makyaj örneği buna tanıklık etmektedir. Kurşun, eski Mısırlılar tarafından yaygın olarak işlenmemiş olmasına rağmen, kullanımı hanedan öncesi zamanlardan (M.Ö. 3800’den önce) beri, bilinen en eski metallerden biriydi. Balık ağlarında, sırlarda, camlarda, emayelerde ve süs eşyaları için kullanıldığını gösteren kanıtlar var.

Yazının tamamı Madencilik Türkiye Dergisi 110. sayı 86-104. sayfalardadır.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikSERHAM Yönetim Kurulu Başkanlığına Kazım Demir Seçildi
Sonraki İçerikİbrahim Alimoğlu: “Böyle Giderse Ocakları Çalıştıramayız”
Furkan Alga
Bilgi-İşlem Destek, İletişim / Madencilik Türkiye Dergisi