Madencilik sektöründe daha fazla katma değerin yaratılması, ihracatta sürdürülebilir küresel rekabet gücü artışının sağlanması, sektör sorunlarının ve çözüm önerilerinin değerlendirilmesi amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığının destekleriyle İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) tarafından gerçekleştirilen ‘Hayatımız Maden’ Çalıştayı’nın ikincisi Antalya’da başarıyla tamamlandı. Çalıştay’la birlikte eş zamanlı olarak Maden Artıkları Çalıştayı’nın da ikincisi farklı bir salonda gerçekleştirildi.

Hayatımız Maden Çalıştayı İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer’in açılış konuşması ile başladı. Madencilik sektöründeki güncel durum hakkında bilgiler veren Dinçer “Her ürün madenden doğuyor ve maden insan için var. İlaç, tarım, cam, seramik, inşaat, teknoloji, otomotiv, kimya, çelik, enerji, mücevher giyim… Bu sanayilerin gelişmesini istiyorsak madenlerimizi de işlemek zorundayız. Sanayi için üretmek zorundayız. Milli kaynaklarımızla, milli ve yerli sermayemize hammadde sağlamalıyız. Mikro değil makro bakmalı, kamuoyuna doğru bilgi vermeliyiz” diyerek söze başladı. Madenciliğin önünü açacak bir yol izlenmesi, uzun yıllar emek verilerek kurulan maden ocaklarının diğer fabrikalar gibi değerlendirilmemesi gerektiğini aktaran Dinçer şu an gündemde olan Maden Kanunu değişiklikleri ve diğer mevzuatlar doğrultusunda maden ruhsatlarının kolaylıkla iptal edilmesinin doğru olmadığını, bu alanda düzenlemelere gidilmesi gerektiğini vurgulayarak “Hiçbir sanayi kuruluşu veya fabrikaya ihlallerinden dolayı el konmadığı gibi ocaklarda da ruhsat iptalleri kavramı ortadan kalkmalı.” dedi. Başkan Dinçer Mevcut Maden Kanunu’nun yıllar içerisinde yapılan değişiklikler sonucunda oldukça karmaşık hale geldiğini belirterek sektör genelinde, baştan yazılacak bir maden kanunu beklentisi olduğunu dile getirdi.

Dinçer ayrıca madencilik sektörünün, Türkiye’nin toplam orman arazilerinin binde 2,5’unu kullanmasına rağmen Orman İdaresinin gelirlerinin yaklaşık %58’lik kısmının maden sektöründen elde edildiğini ve madenciliğin bu durumdan olumsuz etkilendiğini ifade etti. Ayrıca sektörün ormanlarımızın korunması, yangınla mücadele ve diğer konularda yapılan çalışmaların desteklemesinde önemli katkıları olduğunu hatırlattı.

Açılış konuşmalarında söz alan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız; söz konusu çalıştayın Türkiye’nin madenciliğine önemli katkılar sağlayacağını, organizasyonun sektör alanında herkesin daha güçlü adımlar atmasına vesile olacağını söyledi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında ülkemizin dünyanın gelişmiş en büyük 10 ekonomisi arasında yer alabilmesi için madencilik sektörüne büyük görevler düştüğüne işaret eden Cansız, bu görevlerin yerine getirilebilmesi adına insan ve çevre odaklı olarak üretim, teknoloji ve inovasyon temelinde yükselen ve sürekliliği öngören adımlar attıklarını aktardı.

“Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’daki (GSYİH) madencilik payını yüzde bir seviyesinden, orta vadede yüzde 3 seviyesinin üzerine taşımak ve uluslararası niteliklere haiz bir madencilik sektörünü ülkemize kazandırmak için bakanlık olarak çalışmalara başladık. Bu rahatlıkla ulaşılabilir bir hedeftir.” diyen Cansız, 2018’de 8 bin 88 maden sahasında 11 bin 95 maden ocağını denetleyerek, 2017’ye göre denetim sayısında yüzde 24’lük bir artış yakaladıklarını vurguladı. Denetimlerle birlikte kaza sonucu oluşan can kaybı sayısını önceki yıla kıyasla yüzde 59 oranında azalttıklarını vurgulayan Cansız, madencilik sektörünün gelişimini sağlamak amacıyla Madencilik Eğitim Merkezini kurduklarına değindi.

“Maden varlıklarımızın ortaya çıkarılabilmesi adına maden arama, araştırma ve sondaj çalışmalarına hız verdik. MTA Genel Müdürlüğümüz bünyesinde maden arama-araştırma faaliyetlerine altlık oluşturacak jeokimya haritalarını hazırladık ve havadan jeofizik çalışmalarını başlattık. 2018’de 1,5 milyon metre sondajlı arama faaliyeti gerçekleştirdik.” ifadelerini kullanan Cansız, uluslararası arenada da MTA ile gerçekleştirilen şirket kurulumları ve arama faaliyetleri çalışmalarına değindi.

Bor alanında AR-GE ve inovasyon odaklı çalışmalar yaptıklarını da hatırlatan Cansız, “Dünya bor pazar payımızı yüzde 57’den yüzde 59 mertebesine yükselttik. Bu yükselişe paralel olarak, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 2018’de 2,4 milyon ton bor ürünü ihracıyla 1 milyar dolar ciro elde ederek tarihi bir rekora imza attık. Bu rakam madencilik ihracat rakamlarında gözükmüyor, bununla ilgili istişare halindeyiz.” diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde görevine başlayan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü (MAPEG) Mehmet Bıçkıcı da açılışta söz alan isimlerden oldu. Madencilik sektöründe kamuda yeni düzenleme yapıldığını, genel müdürlüklerinin özel kurum olarak yapılandırıldığını bildirdi. Güzel çalışmalarla madencilik alanında neler yapabileceklerini göstereceklerini vurgulayan Bıçkıcı, madencilik sektöründe mevzuat alanında düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti. Bakanlık tarafından ortaya konulan ‘Milli Enerji ve Maden Politikası’nın önemine işaret eden Bıçkıcı; “Politika kapsamında, ekonomimizin en önemli sektörlerinden biri olan madencilik sektörünün, dünya standartlarında bir yapıya kavuşturularak güçlendirilmesi için bu konuda çalışmalar yapacağız. Ekonomimizin en önemli unsurlarından bir tanesi madencilik sektörü. GSYİH’deki payını yükseltilmesi için çalışacağız.” dedi.

Program daha sonra paneller ile devam etti. Dünyada ve Türkiye’de Madencilik başlıklı ilk panelde YMGV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, TMD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Süha Nizamoğlu, Altın Madencileri Derneği Genel Koordinatörü Dr. Muhterem Köse ve Maden Jeologları Derneği Başkanı Ahmet Tukaç panelist oldular.

Altın Madencileri Derneği Genel Koordinatörü Muhterem Köse ise “Türkiye’de inşaat sektörü iç pazarda yaklaşık 75 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe sahip. İnşaat sektöründe kullanılan malzemenin yüzde 85’i maden ve madenciliğe dayalı ürünlerdir” diyen Köse, Türkiye’deki inşaat sektörünün gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 8’ini oluşturduğunu aktardı. Muhterem Köse, madencilikte dışa bağımlılığın azalması gerektiğini önemle vurguladı.

Maden Jeologları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şentürk yaptığı konuşmada, madencilik sektöründe hizmette, sondaj çalışmalarında ve laboratuvarda sektörün belirli bir olgunluğa geldiğini söyledi. AR-GE çalışmalarıyla bunların desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Şentürk, “’Altın ne işe yarar’ diye altın karşıtı olanlar var. Dünya maden arama sermayesinin yüzde 50’sini altına ayırıyor. Ülkemiz yıllık 150 ton altın alıyor. Bunu birileri önemsizleştiriyor.” diye konuştu. Aramalara da değinen Şentürk “Madenler giderek derinleşiyor. Arama tekniklerini daha ucuza kim üretirse madencilikte lider o olacak. Türkiye yapsın, madenlerin tekeli ülkemiz olsun” şeklinde konuştu. Şentürk “Olgun bir madencilik sektörü, uluslararası nitelikte yetişmiş insan kaynağı, çok sayıda maden keşfi, üretim planlaması ve yükselen ihracatımız var. Bunun ne kadarını kendi insan kaynağınla yapabiliyorsun, bu konu önemli. Yerli finansman önemli.” dedi. Şentürk konuşmasının sonunda 3213 sayılı Maden Kanunu’nun yorgun düştüğünü ve artık yeni ve sektöre daha uygun bir Maden Kanunu’nun yazılması gerektiğini vurguladı.

Çalıştay kapsamındaki sonraki panellerde ise:

Maden Kanunu ve Kanun Değişikliklerinin Sektöre Olumlu ve Olumsuz Etkileri başlıklı panelde Av. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu, Agrega Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Koruç, MAPEG Hukuk Müşaviri Selami Korkmaz,

Çevre, Kamuoyu Algısı, İletişim, İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Uygulamalar başlıklı panelde Türkiye Madenciler Derneği Çevre Koordinatörü Prof. Dr. Caner Zanbak, Süleyman Demirel Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Saim Saraç, Stratejik İletişim Danışmanı Sevda Güner, İş Sağlığı Genel Müdürlüğü Uzmanı Mehmet Eren Sökmen bir araya geldiler.

Çalıştay’ın ikinci gününde ise sektördeki STK Başkanlarının konuşmaları ve Kamu Kurum temsilcilerinin sunumları ile birlikte soru-cevaplar gerçekleştirildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikÇayeli Bakır’a Sosyal Diyalog Ödülü
Sonraki İçerikKömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) Genel Kurulu Yapıldı