Uluslararası literatürde; “Mineral Resource Estimation” olarak ifade edilen uzmanlık alanı, Türkçemize “Toplam Kaynak Kestirimi” olarak kazandırılmıştır. Bu uzmanlık alanının amacı; olası ekonomik maden üretimi ile sonuçlanabilecek, yerkabuğunda zenginleşen veya oluşan katı maddelerin (Mineral Toplam Kaynak); lokasyonlarının, geometrilerinin ve miktarlarının belirlenmesi, yorumlanması ve artan jeolojik güvenilirlik kriterlerine göre (Görünür, Muhtemel, Mümkün) sınıflandırılmasıdır.
Bu uzmanlık alanı ile alakalı yıllardır süregelen yayınlanmış pek çok yazılı ve görsel kaynak bulunduğu için konunun teknik detaylarına girmek yerine, ülkemizde halen tam olarak anlaşılamayan birkaç yönüne değinmek düşüncesindeyiz.
İlki; Subjektivite.
Aynı maden yatağının, farklı jeologlarca (Resource Geologist) veya aynı jeolog tarafından farklı zamanlarda modellenmesi, tahmin edileceği üzere birbirinden farklı sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Pekâlâ; jeolojik ve tenör devamlılığı gibi iki temel unsur üzerine inşa edilen ve dolayısıyla nesnel jeolojik ve jeo-matematiksel yorumlamalara dayanan toplam kaynak kestirimlerinden hangisi doğrudur?
Belki de söylenebilecek en doğru şey; “Hiçbiri” olacaktır. Çünkü hiçbir model doğru değildir, gerçek modeli bilebilmek ve modellemek için ne kadar sık aralıklarla örnek alınırsa alınsın ve hangi sıkı prosedürlere göre modellenirse modellensin, sonsuza yakın ihtimal arasından doğruyu kestirmek imkansızdır. Bu sebeple; doğru model (true model) için aynı zamanda “unknown model” ifadesi kullanılır.
Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi 100. sayı 64. sayfadadır.
Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.
Yazıyı interaktif dergiden okumak için tıklayın.