Agrega sektörü, bir ülkenin kalkınması için gerekli olan tüm mühendislik yapılarının inşaat
hammaddesini sağlamaktadır. Agrega, “hava ve suyun” ardından dünyada en çok kullanılan malzemedir. Dünyada kişi başı saatte ortalama 1 kg agrega tüketilmektedir. Agregalar kritik olmamakla birlikte, kullanımı zorunlu, sürekli tedarik edilmesi gereken önemli bir hammaddedir.

Bir ülkenin veya mega kentin büyüme/gelişme sürecinde artan nüfus ve yapılaşmanın yanı sıra, sanayi ve altyapı yatırımlarını sürdürme zorunluluğu, agregayı kişi başına en çok tüketilen yapı malzemelerinden biri haline getirmektedir. Agregalar kum, çakıl, kırmataş, geri dönüştürülmüş (bina yıkıntı atıkları, köprü, yol vb. yapıların tadilatı ve yenilenmesi nedeniyle ortaya çıkan atıklar, asfalt ve beton atıkları, tünel kazı atıkları vb.) ve yapay üretilmiş malzemelerdir. Sadece asfalt ve beton agregası, demiryolu balastı, zırh taşı, gabion, yol yatağı için temel malzemesi, dolgu malzemesi vb. olarak değil, aynı zamanda çimento hammaddesi olarak da gerekli oldukları açıktır.

Avrupa Agrega Üreticileri Birliği (UEPG) Başkanı Antonis Antoniou Latouros (2023)’un belirttiği gibi; sudan sonra dünyada en çok tüketilen ikinci doğal kaynak olan agrega, yılda 40 milyar tonu aşan üretim miktarıyla her yıl ekvatorun etrafına 27 metre genişliğinde ve 27 metre yüksekliğinde bir duvar inşa etmeye yetecek miktardadır. Dünyanın birçok yerinde bu malzemenin aşırı kullanımına ilişkin farkındalığın sınırlı olması, uzun vadeli hedeflerin kısa vadeli ihtiyaçlara göre önceliklendirilmesini engellemektedir. Dikkatli bir şekilde yönetilmediği takdirde, agrega üretimi önemli çevresel ve sosyal etkilere yol açarak, özellikle küçük ada ülkeleri, deltalar, kıyılar ve nehir havzaları gibi dinamik ortamlarda gelecekteki gelişmeleri sekteye uğratabilir.

Agrega Sektörünün Mevcut Durumu

Dünyada agregaların çoğu, agrega ocakları ile kum ve çakıl yataklarında üretilmektedir. Kalan %10’luk kısım endüstriyel atıkların geri dönüşümünden, cüruf ve küller ile yıkım atıklarından (%8), geri kalanlar ise denizlerden ve endüstriyel olarak üretilen agregalardan (%4) oluşmaktadır (uepg.eu). Türkiye Agrega Üreticileri Birliği (AGÜB) verilerine göre; toplam üretimin 270 milyon tonu kırmataş, kum ve çakıl olarak kullanılmaktadır. Türkiye’deki agregaların çoğu sert kaya ocaklarından (250 mt), diğerleri kum ve çakıl yataklarından (19,9 mt) ve deniz agregalarından (0,1 mt) gelmektedir.

Küresel pazarda inşaat hammaddelerinin %80’nini agregalar oluşturmaktadır. Küresel yıllık agrega tüketimi 2022 yılında yaklaşık 40,5 milyar ton’dan fazladır. Kişi başı yıllık ortalama 5-6 ton agrega tüketilmektedir (Çin, Hindistan, Kanada vb. bazı ülkeler hariç). Agrega endüstrisi, dünyada enerji açığa çıkarmayan endüstriler içinde üretim miktarı, saha ve çalışan sayısına göre en büyük endüstridir. Dünyadaki agrega sahası sayısı 300 binden fazla olup, çalışan sayısı ise 2 milyonun üzerindedir.

Agrega Kalitesi ve Önemi

Agrega kalitesi özellikle büyük deprem riski altındaki ülkeler için çok önemlidir. Ne yazık ki, az gelişmiş ülkelerde bu konuda bilgi ve deneyim eksikliği bulunmaktadır. Birçok rapor ve makalede belirtildiği gibi; inşaat malzemelerinin kalitesi kabul edilebilir sınırlardan uzak olmasının yanı sıra inşaat uygulamaları kötü bir şekilde uygulanmaktadır. Bu faktörler binlerce binanın hasar görmesinin ve çökmesinin ana nedenleridir.

Türkiye’nin birçok bölgesi büyük bir deprem riski altındadır; bu nedenle agrega kalitesi çok önemlidir. Bu konu, 17 Ağustos 1999 tarihinde İstanbul’a yakın olan İzmit’te meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremden ve farklı şehirlerde meydana gelen diğer büyük depremlerden sonra daha da önemli hale gelmiş olup, daha sonra güncelleştirilen yeni yasa ve yönetmelikler, standartlar ve AR-GE çalışmalarıyla agrega kalitesi üst seviyelere çıkarılmıştır. Türkiye’de İstanbul, İzmir, Adana gibi birçok büyük şehirde geçmişte inşa edilmiş çok sayıda bina bulunmaktadır. Ne yazık ki, bu binalarda inşaat malzemelerinin kalitesi kabul edilebilir sınırların çok uzağında olup, inşaat uygulamaları da iyi değildir. Bu faktörler, özellikle 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan İlçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem ve artçı sarsıntıları nedeniyle binlerce binanın hasar görmesinin ve yıkılmasının ana nedenleridir. Öte yandan günümüzde her ne kadar standartlar uygulanmaya çalışılsa da özellikle doğal kum ve çakılın üretilemediği bölgelerde kullanılan kırma kumun çoğunlukla yıkanmaması/iyi yıkanmaması, kısa ve uzun vadede beton dayanıklılığını önemli oranda etkileyen agrega bileşimine dikkat edilmemesi, üretilen hazır betonun sahaya nakliyesi, dökümü ve bakımı sırasında yapılan yanlış uygulamalar beton kalitesinin hatta beton sınıfının değişimine neden olmaktadır.

Kalite, kalite sürekliliği, dayanım ve dayanıklılık ile yeniliklerin (kaynak verimliliğini artırma yolları, üretim, ürün çeşitliliği, üretkenlik, artık/atık malzemelerin kullanımı) yanı sıra, son yıllardaki araştırma ve geliştirme çabaları genellikle agregaların daha verimli kullanımlarına yöneliktir. Öte yandan, birçok araştırma projesi, agrega kaynaklarının optimum yönetimi ve sınırlı çevresel etkiye sahip beton, asfalt üretimi vb. üretimi için ekonomik, çevresel, politik ve toplumsal konulara odaklanmaktadır.

Madencilik Politikalarında Agreganın Durumu

UEPG’nin de belirttiği gibi, agrega kullanımı zorunlu ve sürekli tedariki gerekli bir hammaddedir. Şehirlerde agrega tedarikinde sorun yaşanmamalıdır. Bu konu sürekli takip edilmelidir.

Yerel yasa ve yönetmelikler genellikle çevre, sağlık ve güvenlikle ilgilidir; İmar, arazi kullanımı, çevre ve diğer konularla ilgili yasal gereklilikler ve hükümet politikalarındaki değişiklikler agrega endüstrisini etkilemektedir. Agrega Üreticileri özellikle sağlık, güvenlik, yerel kaynaklara erişim, geri dönüşüm, çevre yönetiminde mükemmellik ve biyoçeşitlilik konularına odaklanmalıdır. Agrega endüstrisi ülkelerin ekonomik büyümesine ve sosyal gelişimine büyük katkıda bulunmaktadır. Agrega sektörünü değerlendirirken yukarıda değinilen birçok faktör devreye girmekte olup, bunların birçoğu bu ticaret kolunun gelişimi için çok önemlidir.

Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Ülkemiz ve dünyanın diğer birçok bölgesinde agrega konusunda da ulusal, bölgesel ve yerel politikalara ihtiyaç vardır. Agrega kaynaklarının korunması, gelecek nesiller için sürdürülebilir kalkınmanın önemli unsurlarından biridir. Büyük şehirlerde arazi kullanımı üzerindeki artan baskı nedeniyle agrega kaynakları sınırlanma tehdidi altındadır. Öte yandan, yeni agrega üretim sahalarının geliştirilmesi genellikle birkaç yıl almaktadır. Bu nedenle stratejik planlama ve yeni saha geliştirme, gerçek büyümenin önünde gitmelidir. Ayrıca, bazı kentsel ve kırsal bölgelerdeki toplumsal direnç nedeniyle yeni sahalara izin vermek veya mevcut sahaları genişletmek giderek zorlaşmaktadır. Bu nedenle, agrega arzının ve sürdürülebilir agrega kaynak yönetiminin planlanması, özellikle mega şehirler için çok önemlidir. Planlama, beklenen talebin, agrega kaynaklarının ve kısıtlamaların dikkate alınmasını gerektirir. Buna ek olarak, mevcut politika, yasal ve düzenleyici çerçeve ve bunların etkinliği ve diğer birçok değişken de dikkate alınmalıdır. Bölgeler agrega planlama süreçlerini iyileştirmeli, kaynak verimliliğini artırmak için birincil ve ikincil (yapay) agrega planlamasını entegre etmeli ve agrega yönetimi, planlaması ve tedariki ile ilgili olarak yetkili makamlar, sanayi ve sivil toplum gibi paydaşlar arasındaki iletişimi artırmalıdır.

Detaylar Madencilik Türkiye Dergisi’nin 114.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikTasarlanmış Akış Yardımcıları ile Malzeme Taşıma Sorunlarını Çözme
Sonraki İçerikTENMAK Başkanı: “Kritik Ham Maddelerle İlgili Verilerin Takibine İlişkin Bir Oluşum Gerekiyor”