İnsan ve toplum hayatında vazgeçilmez bir yer tutan “Madencilik” sektörü, tarih boyunca gelişmiş ülkelerin sahip oldukları teknoloji ve refah düzeyine ulaşmalarında en etkin rol oynayan faktörlerden biri olmuştur. Madencilik, özellikle tarım ile birlikte toplumların hammadde ihtiyaçlarını sağlayan iki temel üretim alanından birisi konumundadır.

Madencilik sektörü her ne kadar günlük hayatımızda fazla etki bırakmasa da birçok sektörün ilerleyebilmesi için altyapıyı içinde barındırmaktadır. Ülkemizin karmaşık jeolojik ve tektonik yapısı çok çeşitli maden yataklarının bulunmasına olanak sağlamıştır. Günümüzde dünyada yaklaşık 90 çeşit madenin üretimi yapılmaktayken, ülkemizde 60 civarında maden türünde üretim yapılmaktadır.

Madenlerin insan hayatı için ve sektörel bazda fayda yaratması adına asıl hikaye verimli bir şekilde işlenmesi ile başlıyor. Madenin verimli bir şekilde işlenebilmesi için ise ilgili madenin öncelikle fiziksel olarak işlem uygulanacağı noktaya gitmesi gerekiyor.

İşte “Remak Redüktör” karşımıza tam da burada çıkıyor. Remak Redüktör 1987’den bu yana ürettiği 35 farklı redüktör çeşidi ile 10 farklı sektöre hizmet vermektedir. Bünyesinde bulunan 60 çalışan ile 7 bin metrekare alanda tam otomatik bir şekilde seri üretim yapan firma, yurtiçindeki faaliyetleri dışında tam 27 ülkeye ihracat yapmaktadır. Firma olarak sürdürülebilir inovasyonu hedef aldıklarını belirten Remak Redüktör Genel Müdürü Ege Pehlivan, Ar-Ge çalışmalarına her zamankinden daha çok önem verdiklerini belirtti.

Her sektörün güç aktarım çözümleri ihtiyaçları olduğu gibi, Remak Redüktör’ün ağırlıklı olarak en çok faaliyet gösterdiği sektörler içerisinde ise madencilik sektörüne yönelik sunduğu özel çözümler yer almaktadır.

Ege Pehlivan, Remak Redüktör’ün madencilik sektörüne yönelik sunduğu özel çözümleri ele alırken Ar-ge’ye ve inovasyona her zamankinden daha fazla önem verdiklerini belirtiyor. Pehlivan, “Bulunduğumuz konum neticesinde güç aktarım neredeyse her sektörde ihtiyaç duyulan lokomotif bir endüstri olarak konumlandı. Artık ihtiyaç sahipleri eskiye nazaran bir ürünün bedelinden ziyade ihtiyacı ne kadar karşıladığına, görevini ne kadar yerine getirdiğine ve satış sonrası diyaloglarda ne kadar çözüm odaklı olduğuna yöneliyor” şeklinde sözlerini sürdürürken, günümüz dünyasında ithal ürünlerin döviz cinsinden pahalılaşması ile tüm gözlerin yerli üreticiye döndüğünü vurguluyor.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerik2021 Yatırım Planı’nda Madenciliğin Payı %306 Artış Gösterdi
Sonraki İçerikSatın Alma ve Birleşme Anlaşmaları 2020’de Rekor Kırdı