Madencilik sektöründeki geleneksel tedarik zinciri, hammadde ve ekipman gereksiniminin belirlenmesinden tedarikçi seçimine, müzakere ve pazarlığa, satın alma siparişi oluşturmaya
ve sonuçta mal ve hizmetlerin teslimatına dek çeşitli adımları içermektedir. Bu zincirin genel özelliği evrak işleriyle dolu olması, sık-sık iletişim gecikmelerinin yaşanması, veri tutarsızlıkları, sınırlı saydamlık gibi zorlukları içermesi ve bu karmaşık yapının birden fazla paydaş arasında kesintisiz koordinasyonuyla yönetilmeye çalışılmasıdır. Son yıllarda dijital teknolojilerin tedarik uygulamalarına katılımıyla sektörde önemli bir evrimsel dönüşüm yaşanmakta, bu da tedarik ve zincirinin “saydamlık ve sürdürülebilirliğine” katkı sağlamaktadır. Özellikle, veri analitiği, bulut bilişim, Nesnelerin İnterneti (“IoT”) ve blok zinciri ve benzeri dijital teknolojiler madencilik sektörünün satın alma zincirinde de devrim yaratmıştır.

Tedarik zinciri, tedarikçileri, üreticileri, distribütörleri ve müşterileri birbirine bağlayan işletmeler için bir omurga görevi görür ancak bu basit bir A’dan Z’ye yolculuk olmamakla birlikte ürün ve hizmetlerin, bilgilerin ve finansal işlemlerin iyi yönetilmesini gerektiren karmaşık bir ağdır. Bu sürece beklenmeyen gelişmeler (jeopolitik gelişmeler, salgınlar, doğal afetler, inovasyonlar ve personel eğitimi vb.) de dahildir.

Tedarik ve buna bağlı zincirin ana bileşenleri sırasıyla aşağıdaki gibidir:

Arttırılmış Görünürlük/Saydamlık: Endüstriyel denetimlerde, dijital çözümlerin uygulanmasıyla, mal ve hizmetlerin gerçek zamanlı izlenimi çok kolay yapılıp tedarikçi performansı izlenir ve envanter düzeylerine ilişkin güncel bilgilerin saydamlaşması sağlanır.

Veriye Dayanma: Bilinçli tedarik kararlarında, gelişmiş analitik ve makine öğrenimi algoritmaları da kullanılabilir. Bu teknolojiler, talebi öngören, envanter düzeylerini optimize edebilen ve maliyet tasarrufu fırsatlarını belirleyebilen tahmine dayalı analitiği olası kılarak, israfı en aza indirir ve verimliliği en üst düzeye çıkaran veri odaklı bilgiler sağlar.

Tedarikçi İşbirliği: Tedarikçiler, web ortamı ve mobil uygulamalar aracılığıyla kolayca teklif verebilmekte, ürün bilgilerini paylaşabilmekte ve tedarik istemlerine hızlıca yanıt vererek müşteri ve tedarikçi arasındaki ilişkiler özendirilmekte ve doğru ürünlerin doğru zamanda sağlanmasıyla kalite ve güvenliğe olan bağlılık daha da güçlendirilmektedir.

Otomasyon ve Verimlilik: Rutin satın alma görevlerini kolaylaştıran robotik süreç otomasyonu (RPA) ve yapay zekâ destekli yazılım programlarıyla (bot), satın alma siparişi oluşturma, fatura işleme ve ödeme mutabakatı gibi görevler kolaylaştırılarak otomasyon, güvenlik ve uyumluluk standartlarıyla hatalar azaltılıp, maliyetler düşürülür ve insan kaynakları daha stratejik etkinlikler için serbestleşir.

Sürdürülebilirlik ve Uyumluluk: Dijital satın alma çözümleri, şirketlerin çevresel ve etik standartlara uygunluğu izlemesine/ sağlamasına yardımcı olur. Örneğin Blok Zinciri teknolojisi, ham maddelerin uçtan-uca izlenebildiği sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu kaynak kullanımı, sürdürülebilirlik odaklı satın alma, çevreye odaklı bir dünyada belli başlı örneklerdir.

Buna karşın siber güvenlik tehditleri, veri gizliliği kaygıları ve iş gücünün dijital araçlarda gezinme becerisini artırma gereksinimi, ele alınması gereken engellerden bazılarıdır. İleriye baktığımızda, 5G bağlantısı, yapay zekâ ve IoT cihazlarının katılımıyla gelişen teknolojiler, madencilik tedarik ortamını yeniden şekillendirmeyi sürdürecektir. Bunlar sektörde daha fazla verimlilik, maliyet düşüşü ve sürdürülebilirlik öngörmektedir.

Tedarik zincirinin küresel dönüşümünde, geleneksel bazı başlıklar çok daha öne çıkarak tedarik sistemini etkilemektedir:

Tedarikçi Değerlendirmesi – Yeterlilik/Yetkinlik:

Kapsamlı Denetim: Potansiyel tedarikçilerin denetimlerinin gerçekleştirilmesini, üretim süreçlerinin, kalite kontrol önlemlerinin ve sektördeki standartlara uygunluğun değerlendirilmesini içerir. Bu kapsamda güvenlik, çevre ve kalite ölçütlerinin karşılanması için tedarikçi tesisleri titizlikle incelenir.

Kalite Güvencesi/Ürün Testleri/Güvenlik Testleri ve Uyumluluk: Bu kapsamla gerekli standartların ve spesifikasyonların karşılanması amacıyla hammaddelerin, ekipmanların ve bileşenlerin testleri yapılarak metaller, kimyasallar ve makine bileşenleri tedarik zincirine katılmadan önce güvenlik değerlendirmeleri ve uygunluk testleri de dahil olmak üzere gerekli kalite ve performansı karşılayıp karşılamadığı güvence altına alınır ve ekipman arızası ya da ortalamanın altında ürün performans riski azaltılır. Bunlar, tüm ürün ve ekipmanların sektöre özel güvenlik standartlarına ve yönetmeliklerine uygunluğunu doğrulayarak kaza riskini en aza indirir ve çalışanların ve çevrenin refahını sağlar. Ek olarak, çevresel etkileri değerlendirmek için yapılacak testler (emisyonlar, atık yönetimi ve ürünlerin ekolojik ayak izi vb.) sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu çevresel etkisi daha düşük olan malzeme ve ekipman seçimini olanaklı kılar.

Detaylar Madencilik Türkiye Dergisi’nin 114.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerik“Verimli Orman Alanı” Orman Kanunu’na Eklendi
Sonraki İçerikTasarlanmış Akış Yardımcıları ile Malzeme Taşıma Sorunlarını Çözme