Madencilik sektörü toplum gözünde yüksek enerji kullanımı, “kirli endüstri” görüntüsü ve sera gazı emisyonları ve bunun doğal sonucu olduğu düşünülen iklim değişikliğine katkısı nedeniyle son yıllarda haksız ve olumsuz eleştirilere maruz kalmıştır. Bu kaygılar karşısında madencilik sektörü özellikle Avustralya, Kanada ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde, enerji tüketimini azaltmak için yenilikçi arayışlar içine girmeye ve yenilenebilir enerji kaynakları geliştirmeye başlamıştır. Paris Anlaşması’ndan daha fazla söz edilir olması ve maden sektörünün çevresel baskı gruplarının ve düzenleyici kurumların radarına girmesi bu duruma daha da bir ivme kazandırmıştır.

Bu olumsuz ortam karşısında, maden firmaları da sessiz kalmamış hem enerji kaynaklı maliyetleri hem de karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyerek, enerji verimli ekipman-motorlar ve tasarruflu aydınlatma sistemlerinin kullanımı, konveyör bant optimizasyonu gibi yöntemlere öncelik vermeye başlamıştır. Ayrıca, yapay zekâ ve “nesnelerin interneti” uygulamaları da enerji tüketimini azaltmaya yardımcı olmuştur.

Sektör, su, güneş, rüzgâr ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yerel ölçekte yararlanarak fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını azaltmayı ve çevresel etkileri en aza indirgemeyi amaçlamaktadır. Bunların arasında var olan altyapıya kolayca entegre edilebilir ve bol miktarda bulunması özelliğiyle güneş enerjisi, çoğu madencilik bölgesinde yaygın olarak kullanılan kaynaklardan biridir. Birçok şirket, operasyonlarına bu kaynaklardan enerji sağlarken oluşabilecek fazla enerjiyi bağlantı uzaklığı yakın olan yerleşkelere ücretsiz ya da maliyetine vererek, karşılıklı çıkar ilişkileri ve sosyal ruhsatlar bağlamında yerel halktan olumlu karşılık da bulabilirler.

Örneğin, Batı Avustralya’daki DeGrussa Bakır Madeni, uzak kamusal şebeke ağını kullanmayan madene entegre edilecek en büyük güneş enerjisi santrallerinden biri olan sahada kurulu 10,6 megavatlık bir güneş enerjisi santraline sahiptir. 34.000’den fazla güneş pili paneli içeren ve 6 MW’lık bir pil depolama sistemli santral, madenin toplam enerji gereksiniminin yaklaşık %20’sini sağlayarak dizel yakıta olan bağımlılığı azaltmaktadır.

Yazının tamamı Madencilik Türkiye Dergisi 111. sayı 70-71. sayfalardadır.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikEti Bakır’ın Mazıdağı’ndaki Kontrol Laboratuvarı TÜRKAK Akreditasyon Belgesi Aldı
Sonraki İçerikÇin, Çip Metallerinin İhracatını Kısıtlayacak
Furkan Alga
Bilgi-İşlem Destek, İletişim / Madencilik Türkiye Dergisi