“Ülkemiz altın madenciliği faaliyetleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 100 ton üretim hedefleri doğrultusunda devam ediyor. Ancak bu süreçte Covid-19 pandemisinin küresel ekonomik etkileri ile birlikte ülkemiz ekonomisine özgü  süreçler bir araya geldiğinde altın madenciliğinde ons başı üretim maliyetleri oldukça yükselmiş durumda. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkan Yardımcısı ve aynı zaman Tümad Madencilik Genel Müdürü Hasan Yücel Madencilik Türkiye dergisine konuyla ilgili özel açıklamalarda bulundu.”

Dünyada ve ülkemizde aşılama oranlarındaki artışlara rağmen, ne yazık ki Covid-19 salgınının küresel ekonomilerde yarattığı şok dalgası etkisini sürdürüyor. Tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, gıda, enerji, kimyasal ve taşımacılık maliyetlerindeki artışlar ister istemez uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açıyor. Bu da ülkeleri ve insanları küresel bir enflasyon tsunamisiyle karşı karşıya getiriyor.

Ham madde alımında, sipariş tesliminde büyük güçlükler yaşanıyor. Vadeli satışlar durmuş, peşin parayla bile mal almakta güçlükler yaşanıyor. Bu tusinamiden her sektörde olduğu gibi madencilik sektörü de kaçınılmaz olarak nasibini alıyor. Öyle ki, madencilik sektöründe yeni bir yatırımı gerçekleştirmenin maliyeti pandemi öncesine göre yüzde 42 ile 50 oranında artmış durumda. Özellikle makine, ekipman ve inşaat maliyetlerindeki artışlar madencilik sektörünün canını acıtıyor. Bu yüzden pandemi öncesi 155 milyon dolarla gerçekleştirilen bir yatırımın maliyeti bugün en iyimser rakamla 220 milyon dolara çıkmış durumda.

Proje Finansmanının Astarı Yüzünden Pahalıya Gelecek

Haydi diyelim ekonomileri kasıp kavuran bu yüksek fiyat artışının bulunduğu ortamda gözünüzü karartınız ve yatırım yapmaya karar verdiniz, ilk olarak proje finansmanı sorunuyla boğuşmak zorunda kalacaksınız.

Pandemi öncesinde 200-300 milyon dolarlık yeni bir yatırım projesinin finansmanı için Euro cinsinde yaklaşık yüzde 9 faiz ödenirken, şimdi bu oran yüzde 13’leri geçiyor. İş bununla da bitmiyor! Yüzde 13’lük faizin yanında sağlanan krediyi garantiye almak için sigorta talep edilmektedir. 2018 yılında 155 milyon dolarlık 5 yıl vadeli eşit taksitli yılda 2 ödeme yapılı bir finansmana toplamda 34 milyon dolar faiz öderken, 2021 yılında 220 milyon dolarlık ilk yatırım bedeli bir işletme için ödenecek faiz miktarı 90 milyon doları buluyor. Bu da bize bugün ilk yatırım bedelinin (finansman+faiz) yüzde 64’lük bir artışa karşılık geldiğini gösteriyor.

Bu finansman paketlerinin sigorta bedellerinin 2018 yılında 1 Milyon USD/yıl’a denk gelirken, 2021 yılında bu değerin 2 Milyon USD/yıl’a ulaştığını da unutmamak gerekiyor.

Üretim Maliyetleri Fırladı!

İş bununla da bitmiyor. Haydi diyelim orta ölçekli bir altın madeni işletmesi için gerekli yatırım finansmanını buldunuz, bu kez sürdürülebilir üretim için ciddi bir finansmana ihtiyacınız var. 15 Kasım 2021 itibariyle, arama çalışmalarının maliyeti 2020 yılına göre yüzde 50 oranında artmış durumda. Yığın liçi yönteminde proses giderleri yüzde 51 oranında, tank liçi yönteminde proses giderleri yüzde 41 oranında arttı. Üstelik maden işletme ve diğer yönetim giderleri buna dâhil değil! Diğer bazı kalemlerdeki artış da aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Pandemi Öncesine Göre Dolar Bazlı Fiyat Artışları

Doğal Gaz

%110

Elektrik

%77

Siyanür

%33

Amonyak

%74

Soda Külü – Kostik

%113

 

1 Ons Altının Yüzde 30’u Devletin Kasasına Giriyor

Sektörde sadece üretim maliyetleri artmadı. Kurumlar vergisinde, devlet hakkı payı ve izin bedellerinde de ciddi artışlar söz konusu. Eylül 2020 tarihinde devlet hakkı oranları altın-gümüş üretiminde yüzde 25 oranında arttırıldı.

Kurumlar vergisi 2020 yılında yüzde 20 iken, 2021 yılında yüzde 25’e yükseltildi. 2020 yılında altın madenleri toplamda 1 milyar 750 milyon lira kurumlar vergisi ödedi (250 milyon USD).

2020 yılında altın madeni üreticileri 986 milyon lira devlet hakkı ödedi. (140 milyon USD)

Elbette ki devlet hakkını da vergisini de alacak. Bundan şikâyet etmiyoruz. Ancak bunun hakkaniyetli olmasını talep ediyoruz. Diğer yatırımcılar sadece kurumlar vergisi, katma değer vergisi, sosyal güvenlik primi, stopaj ve damga vergisi öderken; biz madenciler bunlara ilaveten maden ruhsat izin bedelleri, çok ağır orman izin bedelleri, altyapı hizmet bedelleri, kamulaştırma bedelleri, maden kapama ve rehabilitasyon bedelleri ve bütün bunlara ilaveten devlet hakkı bedelini ödüyoruz.

Yığın Liçi İşletmesindeki Nakit Maliyet Artışı

Madencilik Giderleri: %25

Genel Yönetim Giderleri: %18

Proses Giderleri: %51

 

Tank Liçi İşletmesindeki Nakit Maliyet Artışı

Madencilik Giderleri: %30

Genel Yönetim Giderleri: %20

Proses Giderleri: %41

 

1 Ons Altının Maliyeti 1200 Doları Buldu

Dünyada pandemiden sonra yaşanan sorunlar ve fiyat artışlarının da etkisiyle, 2021 yılının ikinci çeyreğinde dünyada 1 ons altının sürdürülebilir maliyeti 1068 USD/ons olarak gerçekleşti. Girdi maliyetlerdeki bu artışın devam etmesinin etkisiyle yıl sonunda 1 ons altının sürdürülebilir maliyetinin yaklaşık 1200 USD/ons ile 1300 USD/ons arasında olması muhtemeldir.

Altında sürdürülebilir maliyete yaklaşık 250-350 USD ilave edildiğinde her şey dâhil maliyet ortaya çıkmaktadır (Her şey dahil maliyette arama harcamalarına yatırılan risk sermayesi dahil edilir). Dolayısıyla 2021 sonu itibariyle 1 ons altının her şey dâhil maliyetinin yaklaşık 1450-1650 $/ons arasında olması tahmin edilmektedir.

Kur Kaynaklı Fiyat Artışı Herkesi Yanıltıyor

Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesinden dolayı Türkiye’de özellikle gram altın fiyatlarının TL bazında ciddi artışlar kaydetmesi bizleri yanıltmasın. Altın fiyatları dünyada ‘’USD/ons‘’ olarak değerlendirilir. 2020 yılında 1 ons altının ortalama fiyatı 1769 dolar olmuştur. 18.11.2021 tarihi itibariyle 2021 yılında 11 aylık 1 ons altının ortalama fiyatı 1799 dolardır.  Bir başka ifadeyle geçen seneye göre 1 ons altının fiyatındaki artış 11 ayda sadece 30 dolardır. Pandemi ve kur kaynaklı bu fırtına 2022 yılında diner ve altın fiyatları 1650 USD/ons’un altına düşerse, mevcut maliyetlerle ülkemizde altın madenciliği sürdürülebilir olmaktan çıkacaktır. Bu da Türkiye’nin 100 ton altın üretme hedefinden uzaklaşması anlamına gelecektir. Onun için, gelecekte hayal kırıklığına uğramak istemiyorsak, doğru analizleri yapmak ve gerekli tedbirleri bugünden almak zorundayız.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikKayrak
Sonraki İçerikFordia, Geniş Ürün Yelpazesi ile Maden Arama Sondajları için Çözüm Önerileri Sunuyor