Tümad Madencilik İvrindi İşletmesi’ni ziyaret eden Milliyet Gazetesi yazarı Abdullah Karakuş madenle ilgili bilgiler verirken ziyaret sırasındaki gözlemlerini okuyucularıyla paylaştı.

Karakuş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in İvrindi’deki resmi açılışını yaptığı TÜMAD Madencilik altın ve gümüş madeni işletmesini gezerek altının nasıl çıkarıldığını yerinde görürken sürecin hiç de kolay olmadığını kaleme aldı. Bir ton cevherin içinde olduğu kayadan 0,6 gram altına ulaşıldığını ifade eden Karakuş yazısında, “Balıkesir’in İvrindi ilçesinin sınırlarında olan maden 1200 rakımda. Geçen hafta İvrindi’de hava artılarda iken maden alanında eksi 10 dereceydi ve tipi vardı. Maden alanı 2 ay kar altında 4-5 ay ise sürekli sisli oluyormuş. Ana yoldan ayrılarak yaklaşık 25 km dağa doğru tırmandık. Yolun sonlarına doğru kar açma araçlarının sürekli çalışmasını gördük.” şeklinde bilgiler verdi.

İşletmede 24 saat 3 vardiya halinde toplam 1200 kişi çalıştığını belirten Karakuş, çalışanların yüzde 81’inin civar köylerden alınarak bölge halkına istihdam olanağı sağlandığını, maden sahasının kendilerini sisle ve tipiyle karşıladığını söyledi. Karakuş yazısına şöyle devam etti: “Önce özel kıyafetleri giydik. Bize işletmede TÜMAD Sürdürülebilirlik Müdürü Bilge Küçükaytan eşlik etti. Önce maden alanına gittik. Orada kamyonlar sürekli yükleme yapıyordu. Kamyonlarla stok alanına taşınan cevher, 1200 ton/saat kapasiteli kırıcılardan geçirilerek, kaya boyutundaki malzeme mıcır boyutuna indiriliyormuş. Küçükaytan altının nasıl elde edildiğini bize şöyle anlattı: ‘Kayalar bir dizi işleme tabi tutularak leblebi boyutuna getiriliyor ve çimento su karışımı ile birleştirilip, sıkıştırılmış kil ve yüksek yoğunluklu jeomembran ile tamamen geçirimsiz hale getirilen yığın liç alanına seriliyor. Yığın liç alanının, geçirimsiz olduğu da kamu, bağımsız ve uluslararası denetçiler tarafından sürekli test edilerek sertifikalandırıyor. Bu alanda serilen cevhere seyreltilmiş siyanür içeren çözelti damlama yöntemiyle verilerek katı haldeki altın gümüş metali sıvı hale getiriliyor. Basit şekliyle metal içeren bu çözelti, elektroliz işlemine tabi tutularak altın ve gümüş dore elde ediliyor. Bu çözelti kapalı devre sistemle sürekli devir daim yapmakta ve kesinlikle doğaya herhangi bir şekilde deşarj yapılmamaktadır.’”

Altının sıvı haline getirildiği yere de kayıt altına alınarak ve imza atarak girdiklerini aktaran Karakuş, orada da altının sıvıdan son külçe haline getirilişinin anlatıldığını, altın madenlerine yönelik siyanür protestolarını ve siyanürün nasıl kullanıldığını ise Küçükaytan’ın anlattığını ifade etti. Küçükaytan’ın sözlerini şöyle sürdürdüğünü belirtti: “Üretimde kullanılan siyanür seyreltik siyanürdür, bir başka ifade ile 10 bin damla su içerisinde sadece 3-5 damla siyanür bulunuyor. Sahada tüm tesis çalışanlarının yakalarında seyyar gaz detektörleri var. Bir çalışanın vardiyası boyunca hiçbir gaza maruz kalmadığı, sürekli kalibrasyonları yapılan sabit ve seyyar gaz detektörleriyle takip ediliyor. Siyanür katı halde, üç kat muhafazalı özel ambalajlarda sahaya sevk ediliyor. Bu üç katman sırasıyla; geçirimsizliği sağlamak için polietilen torba, dışında 1 tonluk büyük çuvallar ve son olarak darbe ve düşmeye dayanıklı tahta sandıklar. Tahta sandıklar ise konteynırlarda sevk edilir. Maden sahasında, tel ile çevrili, tamamen sızdırmaz zemin üzerinde ve sürekli havalandırılarak gaz ölçümü yapılan bir alanda, diğer kimyasallardan ayrı olarak kilit altında depolanır.”

Küçükaytan’ın maden arama faaliyetlerinde kesinlikle siyanür kullanılmadığının altını çizdiğini belirten Karakuş, yüzey numunelerde, sondaj, jeofizik gibi bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilen maden aramalarının faaliyetlerinde hiçbir kimyasal kullanılmadığına vurgu yaptı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in altın madenciliğine yönelik söylemlerine de köşesinde yer veren Karakuş, Dönmez’in ifadelerine şu şekilde yer verdi: “Son zamanlarda madenciliğe, özellikle de altın ve gümüş madenciliğine yönelik oluşturulmaya çalışılan olumsuz algının farkındayız. Öyle ki kimi yerde iş makinalarının yakılması, tehdit ve şantajlarla çalışanların yıldırılmaya çalışılması gibi şeylere de şahit oluyoruz. Bu eylemleri düzenleyen, finanse eden ya da başka yerlerden buralara adam taşıyanların çevre mevzuatından bihaber olduklarının farkındayız. Her yıl maden ürünlerine ciddi ithalat bedelleri ödüyoruz. Bunu bir yerde azaltmamız gerekiyor. Madencilik sektörü kilit bir öneme sahip. Madencilik hem sanayinin ihtiyaç duyduğu ham maddeyi sağlıyor hem de uç ürünlerle önemli bir dış ticaret geliri sağlıyor. Biz ne madenlerimizden vazgeçeceğiz ne de çevremizden. TÜMAD’ın faaliyetleri bu anlamda bir örnek.”

Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Oğuz Çarmıklı’nın da TÜMAD’ın çevre ve ekosisteme zarar vermeden çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdiğini ifade eden Karakuş, şirketin ekosistemle uyumlu ve sosyal sorumluluğu ön plana çıkaran çalışmaları noktasında anlatılanları şu cümlelerle ifade etti: “Maden üretim faaliyetiyle birlikte, doğal yaşamın korunması ve sürdürülebilirliği için bitki, hayvan, sucul yaşam ve kuş türlerine ait, veriler alanında uzman ekipler tarafından düzenli izlenerek raporlanıyor. Bu raporlara istinaden, sürekli etki azaltıcı önlemler alınmakta ve bu önlemlerin uygunluğu ise uluslararası bağımsız denetçiler tarafından kontrol edilerek onaylanıyor. Örneğin bir kaplumbağanın maden sahası içerisine yolun bir tarafından diğer tarafına güvenle geçebilmesi için kaplumbağa geçitleri inşaa ediyoruz. Bu bölgeye ‘kaplumbağa çıkabilir’ levhası koyuyoruz. Geçim kaynaklarının iyileştirilmesi planları doğrultusunda, bölgedeki hayvancılığın desteklenmesi için yem yardımları, küçük baş hayvan ırkının ıslahı ve et-süt veriminin arttırılması için damızlık koç projesi, tarımsal faaliyetleri destekleme amaçlı, ekilebilir boş arazilerin tarıma kazandırılması ve hayvancılık desteği anlamında yem bitkileri üretimi, çilek, aromatik bitkiler ve mantar yetiştiriciliğinin desteklenip kadın ve gençlere iş alanı oluşturulmasına yönelik faaliyetler yürütüyoruz.”

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikTecrübenin Getirdiği Kalite: Üntel Kablo
Sonraki İçerikLityum Demir Fosfat Batarya Üretim Fabrikası’nın Temeli Ankara’da Atıldı