Kömürün stratejik maden kapsamına alınarak desteklenmesi gerektiğini söyleyen Türkiye Kömür Üreticileri Derneği (Kömürder) Başkanı Muzaffer Polat, yatırımların önündeki zorlukların kaldırılması çağrısında bulundu. Türkiye’nin kömür üretiminden vazgeçmemesi gerektiğini vurgulayan Polat, bunun nedenini rakamlarla anlattı.

Türkiye’nin enerji ihtiyacının artmaya devam ettiğine dikkat çeken Polat, “Ülkemizin birincil enerji tüketimi son 10 yılda yüzde 35 arttı. Enerji arzının kaynak dağılımına baktığımızda ilk üç sırayı yüzde 28,6 ile petrol, yüzde 27,4 ile doğal gaz ve yüzde 26,7 ile kömür oluşturuyor. Yüzde 26,7’lik kömür payının 11,7’i yerli, 15’i ise ithal. Türkiye’nin birincil enerji üretimi 2013-2022 yılları arasında yüzde 67 arttı. Bu üretimde 38,6 ile kömür ilk sırada yer alıyor, yüzde 33,1 ile jeotermal, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları ikinci sırada, yüzde 11,3 ile de hidrolik kaynaklar üçüncü sırada bulunuyor.” şeklinde konuştu.

Yeni Şafak’ta yer alan haber göre ülkemizdeki kömür üretim ve tüketiminin salgın yılı dışında son 7 yıldır arttığını belirten Polat, şöyle devam etti: “2022’de satılabilir kömür üretimi yüzde 10,2 artarak 95,3 milyon tonla rekor kırmıştır. Türkiye son 10 yılda kömür üretimini en fazla artıran sekizinci ülke. Türkiye; Almanya ve Çin’in ardından en fazla linyit ürüten üçüncü ülkedir. Kömür ithalatımız 2017’de hız kesti ve 2022’de 37,6 milyon ton ve 2023’te 36 milyon tona geriledi. İthal kömür santrali yatırımlarındaki duraklama, ithalat hızının kesilmesindeki en önemli faktördür. Yatırımlardaki duraklama dikkate alındığında ithalatın daha fazla artmayacağını bekliyoruz.”

Kömür ithal etmenin faturasına da dikkat çeken Muzaffer Polat, 2021 yılında 4,5 milyar dolar, 2022’de 8,5 milyar dolar ve 2023’te ise 5 milyar dolarlık kömür ithal edildiğini ifade etti. Türkiye’nin dünyada en fazla kömür tüketen dokuzuncu ülke olduğunu da anlatan Polat, “Bu tüketimde yerli kömürün payı yüzde 71, ithal kömürün payı ise yüzde 29 civarındadır. Ancak yerli kömürün Türkiye enerji talebini karşılama oranı giderek düşüyor. Yerli kömürün enerji bileşimi içindeki yüzde 12’lik payını koruması için yılda 3-5,5 milyon ton aralığında bir kömür üretim artışı gerçekleştirmesi lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Sanayileşmiş bazı ülkelerin kömürden çıkma kararlarının altında yatan en önemli nedenin ilgili ülkelerdeki kömür yataklarının tükenmesi olduğunu belirten Polat, 20 milyar tonluk kömür rezervine sahip olan Türkiye’nin böyle bir hataya düşmemesi gerektiğini vurguladı. Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nda değeri iyice anlaşılan enerji kaynaklarından biri olan kömürün stratejik maden kapsamına alınarak desteklenmesi yönündeki talebini dile getiren Polat, yatırımların önündeki zorlukların kaldırılması gerektiğini de ifade etti. Polat, “Son 5 yılda yurt içi kömür üretiminin Türkiye cari dengesine net katkısı 50 milyar dolar civarındadır. Ancak yerli kömür üretiminin değeri bununla sınırlı değil. Kömür sektöründe 450 civarında işletme var ve bu işletmeler 43 bin kişiye istihdam sağlıyor.

 Çevrim santrallerinin kullandığı kömüre verilen teşviklerin yerli üreticinin aleyhine bir tablo olduğuna da dikkat çeken KÖMÜRDER Başkanı Muzaffer Polat, “Termik santrallerinde ithal kömür kullanırlarsa ton başına 385 kuruş teşvik alırken, yerli kömür kullandığında 120 kuruş teşvik alıyor. Yerli üreticileri zorlayan bu tablonun değişmesi için Ankara’da temaslarımız sürüyor. Bunun için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüşmemiz var.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Önceki İçerikMadencilik Sektörü İhracatı Ekim Ayında 567 Milyon Dolar Olarak Gerçekleşti
Sonraki İçerikAramalarda ve Kaynak Tahmin Çalışmalarında “Yetkin Kişinin” Etkin Kullanımı