İstanbul Şile’nin önemli silis kumu üreticilerinden Kumsan firmasının Şirket Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi İ. Atilla Uçar ile sektöre dair söyleşi gerçekleştirdik. Uçar, sorularımıza içtenlikle cevaplar verirken, sektörün yaşadığı sıkıntılar ve çözüm önerileri üzerine görüşlerini aktardı.
Kumsan ne zaman ve nasıl kuruldu?
Kumsan 1980 yılında 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Başkanı olduğu Demir Çelik Döküm Sanayicileri Derneği içerisinden 22 döküm üreticisi firma tarafından kurulmuş bir firmadır. Orta ve uzun vadede silis kumu tedariğinde karşılaşılan veya karşılaşılabilecek riskleri ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş bir firmayız.
TÜDOKSAD verilerine göre 2022 yılında 3,1 Milyon ton döküm üretimi yapılmış olup bu rakamın %70`i ihracata yöneliktir. Türkiye 2023 yılı döküm ihracat rakamları 8,5 milyar euro, dolaylı olarak etkilendirdiği otomotiv sektörünün 35 milyar dolar ihracatı göz önüne alındığında, döküm kumu üretiminin Türk ekonomisine sağladığı katkı çok büyüktür. Ayrıca 2023 yılından itibaren yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları kapsamında sahalarımızda
var olan “Kaolenitik Silis Kumu” yataklarımızdan başta seramik sektörü olmak üzere ve diğer sektörlere kaolen-kaolenitik silis kumu üretim ve satışı yapmaktayız. Kumsan olarak iki ana fabrika tesisi ve şile bölgesindeki maden sahalarımızla hizmet veriyoruz. Şile bölgesinde 2 adet ruhsatlı maden sahalarımız var. Şile’de üretim tesisimiz mevcut. Maden havzalarından getirdiğimiz tüvenan kumun zenginleştirilmesi ve tane boyutuna göre sınıflandırılması işi Şile’deki ana tesisimizde yapılıyor.
İyi döküm kumu nedir, nasıl olmalıdır?
Dökümde döküm kumunun önemi çok büyüktür. Çünkü Türkiye’de dökülen yaklaşık 4 milyon ton civarında sıvı döküm maddenin çok önemli bir bölümünü, bu kumun içine dökersiniz. Tabii maça yapımında kullanılan kumu ayrı tutuyorum. Dökümün kaliteli
olmasında yaklaşık 200 adet faktör sayılır. Bu faktörlerin yüzde 50’si direkt döküm kumu ve kum sistemler ile ilgilidir. Sinterleşme sıcaklığı, tane boyutu, kumun tane dağılımı, mukavemeti, kil oranları, kumun köşeliliği, köşelilik katsayısı, silis oranları, mineralojik yapısı, alümina, alüminyum, magnezyum, demir oranlarının hepsi kaliteli ve sakatsız dökümün olmazsa olmazlarındandır. Dolayısıyla Türkiye’de döküme uygun spesifikasyonlarda kaliteli silis kumu ihtiva eden kum sahaları bulmak da çok kolay değildir. Her sektör için kum farklıdır.
Bir silis kumu maden sahasını işletmeye alabilmeniz için birincisi Maden Kanunu’na göre tüvenan olarak en az %95 ve üstü SiO2 ihtiva etmesi gereklidir. İkincisi yukarıda sayılan fiziksel ve kimyasal özelliklerin hepsini aynı anda sağlıyor olmalısınız. Üçüncüsü ise navlun, hitap ettiğimiz sektörleri zorlamaktadır. Talep edilen silis kumu sektöre göre özellikle tane boyutuna göre farklılıklar göstermektedir ve hassasiyetleri farklıdır. Bu sebeple Ar-Ge çalışmalarımız müşterilerimizin Ar-Ge çalışmaları ile bütünleşmiştir.
Şile bölgesinden bahsetmişken, bölgedeki madencilik faaliyetlerinde bir kısıtlama veya bir daralma var mı?
Şile’nin özel konumundan dolayı, bölgede yapılan madencilik faaliyetlerinin geleceği konusunda birtakım endişeler var. Yaklaşık 2-3 yıldır bu maden sahalarındaki izinler konusunda bir karmaşa söz konusudur. Şile, katmanlar arasında yalnız silis kumu açısından değil değişik maden cevherlerine sahip çok özel bir bölgedir.
Bizim çalıştığımız alanlar genelde 2 ila 6 metre arasındadır. Rehabilitesi çok kolaydır. Kum sektöründe bizim gibi çalışan firmalar, 2 ila 6 metre arasında çalıştıkları için sahalarımızı rehabilite ederek tekrar ağaçlandırılmış bir şekilde Tarım ve Orman Bakanlığı’na iade etmişizdir. Biz son 10 yılda çalıştığımız yaklaşık 30 hektar bir alanı rehabilite sonrası ağaçlandırıp, bakanlığa teslim ettik. Bu konudaki çalışmalarımızdan dolayı İstanbul Sanayi Odası’nın 6 aylık değerlendirmelerinden dolayı 2010 yılı sürdürülebilir çevre dostu “Yeşil Madencilik Uygulamaları” konusunda iki ödül aldık. Çevre konusunda duyarlılığımız bir tarafa, değişik platformlarda yaptığımız işin önemini yeteri kadar duyuramamaktan kaynaklı
sıkıntıları arttırıyor. Şile’deki çevresel sıkıntılar, eğitim, konutlaşma ve o bölgenin kendine has özelliğinden dolayı, Türkiye’de tüm madencilerin başına gelen çevre kaynaklı sıkıntılar burada bizlerin başına da geliyor.
…
Detaylar Madencilik Türkiye Dergisi’nin 117.sayısındadır.