21-22 Şubat 2024 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen Nadir Toprak Elementleri Uluslararası Zirvesi’nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, nadir toprak elementlerine erişimi zorunluluk olarak gördüklerini belirterek, “Türkiye Yüzyılı’nda, ülkemiz ekonomisinin bilgi ve teknoloji odaklı dönüşümünü sağlarken çığır açıcı alanlarda yapacağımız teknolojik atılımlar da bizler için çarpan unsuru olacak.” dedi.
Milli Teknoloji Hamlesi ile Türkiye’yi yüksek teknoloji ve katma değerli üretimde öncü ülkelerden biri yapacak politikaları uygulamaya aldıklarını vurgulayan Kacır, kritik teknolojilerde rekabetçi ürün ve hizmetler sunarak küresel değer zincirinde Türkiye’nin rolünü güçlendirdiklerini kaydetti. Kacır, araştırma ve inovasyon ekosistemi, planlı sanayi alanları, girişimcilik kültürü ve nitelikli insan kaynağı yatırımlarıyla küresel teknoloji ve üretim üssü olma hedeflerine hızla ilerlediklerini ifade etti.
Milli özgüveni tekrar kazandıran ve nitelikli insan kaynağını harekete geçiren projelere imza attıklarını dile getiren Kacır, “Tüm bu planlı adımlarla ülkemiz 13 çeyrektir ekonomik büyümesini kesintisiz sürdürdü. 255,8 milyar dolarla ihracatımız Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı. Yatırım teşvik sistemimizle geçtiğimiz yıl 1,2 trilyon liralık 15 bin 700’den fazla yatırımın önünü açtık. 32,1 milyon kişiyle istihdamda tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştık.” diye konuştu.
Kendilerini başarıya taşıyacak bir unsurun da kritik malzeme ve ham maddelere erişimi sürdürülebilir kılmak olduğunu belirten Kacır, “Bugün insanlık iletişim teknolojilerinden elektrikli araçlara, savunma sanayisinden uzay ve nükleere birçok alanda teknolojinin sınırlarını zorlarken nadir toprak elementleri, kararlı ve yüksek dayanımlı yapılarıyla yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve üretiminde vazgeçilmez rol oynuyor. Nadir toprak elementlerinin yenilikçi kullanımlarının oluşturduğu katma değer ve teknoloji, sürdürülebilir inovasyonun, yeşil ve dijital dönüşümünün kapılarını aralıyor. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimize emin adımlarla ilerlerken nadir toprak elementlerine erişimi, bu elementleri işleme ve geri dönüşüm kabiliyetlerimizi güçlendirmeyi bir tercihten öte zorunluluk olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.
“Eskişehir’in Beylikova ilçesinde 694 milyon tonla dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervini keşfettik.” diyen Kacır, “Cumhurbaşkanı’mız da geçen yıl bu rezervimizi işleyecek pilot üretim tesisinin açılışını gerçekleştirdi. Bu stratejik üretim kabiliyeti kritik ham maddelerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmanın yanında bizi nadir toprak elementleri tedarik zincirinde önemli bir küresel oyuncu haline getirecek. Türkiye Yüzyılı’nda, ülkemiz ekonomisinin bilgi ve teknoloji odaklı dönüşümünü sağlarken çığır açıcı alanlarda yapacağımız teknolojik atılımlar da bizler için çarpan unsuru olacak.” ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak ileri malzeme teknolojileri alanındaki çalışmaları destekleyerek bu alanda teknoloji ve araştırma altyapılarını güçlendirdiklerine dikkati çeken Kacır, TÜBİTAK ile nadir toprak elementlerine dayalı ileri malzeme çalışmalarını öncelikli AR-GE ve yenilik konuları arasında değerlendirerek desteklediklerini anlattı. Kacır, “TÜBİTAK destek programları kapsamında bugüne kadar 94 sanayi, akademi ve kamu AR-GE projesine 222 milyon liranın üzerinde destek sağladık.” dedi.
Avrupa Birliği destekleriyle Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında geliştirilen “Türkiye’nin NTE Araştırma ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi” ile de ulusal AR-GE kapasitelerini güçlendirdiklerini vurgulayan Kacır, “Ülkemizde sürdürülebilir bir NTE tedarik zincirinin kurulmasına zemin oluşturuyoruz. NTE’leri katma değeri yüksek ürünlere dönüştürecek, geri dönüşüm yapabilecek laboratuvar ve merkezleri ülkemize kazandırıyoruz. 14 milyon avro tutarındaki bu proje kapsamında MTA Genel Müdürlüğü bünyesinde NTE e-atık geri dönüşüm altyapısı inşa ediyoruz. Munzur Üniversitesi NTE Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan cevher zenginleştirme ve AR-GE tesisini destekliyoruz. İki tesisin de üretime geçmesiyle NTE’lerde ithal bağımlılığımızı azaltacağız. 2 milyar dolara yakın ciroya ve 1,5 milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaşan rüzgar enerjisi sanayisi başta olmak üzere birçok sektörün ihtiyaç duyduğu ve halihazırda tamamını ithal ettiğimiz mıknatısları üretme kabiliyeti elde edeceğiz.” dedi.