Şile Bölgesi orman ve doğa güzelliğinin yanı sıra ciddi bir maden havzasıdır. Özellikle kil kum faaliyetleri sektör açısından büyük önem arz etmektedir. Doğalgaz kullanımının artması ve yaygınlaşması sonucu kömür üretim faaliyetleri doğal olarak azalmıştır. Bu yazıda özellikle olası İstanbul depremi dikkate alındığında zorunlu olan kentsel dönüşüm ve ortaya çıkan ihtiyaçlar açısından Şile Maden Havzasına bakılmaya çalışılmıştır. Bu değerlendirme için İstanbul’daki en önemli etken DEPREM gerçeğidir. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar ve söylemler ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Ülkemizin göz bebeği İstanbul’da tarih boyunca bu gerçekten en çok etkilenmiş ve tahminlere göre de en çok etkilenecek bölgedir. Mevcut yapı stoku, yaşayan insan sayısı ve güneyinde Marmara Denizi’nde bulunan faylar dikkate alındığında beklenen tehlikenin insani, ekonomik ve sosyal boyutu daha iyi anlaşılmaktadır. Uzmanların söylediği gibi depremin olmasını engelleyecek maddi bir mekanizma bulunmamaktadır. Yapılabilecek en önemli şey yapı stokunu iyileştirmek ve depreme dayanıklı binalar yapmaktır.

Yakın zamanda yaşanan Maraş depremleri sonrası konu tekrar ülkemiz gündemine acı bir şekilde yer almış ve dikkatlerin İstanbul’a çevrilmesine neden olmuştur. İstanbul için gerçekleşecek benzer bir senaryoda bu yapı stoku ile girildiğinde kayıplar çok büyük olacak ve ülkemiz için büyük bir yıkım olacaktır. Ülkemizin bağımsızlığını bile etkileyebilecek boyutta yıkım olacağını söyleyen uzmanlar acilen yapı stokunun yenilenmesine başlanmasını ve hızlı bir şekilde bir program dahilinde 3-5 yıl içinde bunun yapılmasını önermektedirler.

Bu önerileri gündemine alan devlet yönetimi hızlı bir şekilde eylem planı hazırlamış ve uygulamaya başlamıştır. Son günlerde yapılan açıklamalarla İstanbul özelinde bir deprem yasası çıkarılması için harekete geçilmiştir. Yasa ve uygulama yönetmelikleri sonra eylem planları daha da netleşecektir.

Çevre ve Şehircilik Bakanımız basına yapmış olduğu açıklama ile “…İstanbul için özetle 5,8 milyon bağımsız birim var. Bunun 1,5 milyonu riskli. 4’te 1’i riskli. İlk etapta yıkılabilecek
olan yapı ne kadar 600 bin civarında. 7 ve üzeri depremde 600 bin daire yerle yeksan olur. 600 bin Konut İstanbul’da yıkılacaksa her sokakta 2 bina yıkılsa her şey durur. İstanbul
böyle olursa kocaman hapishaneye döner. Hem yasal hem de bir elden İstanbul’a özel dönüşüm projesi. Sonuca varmak için çalışıyoruz. Kabinede sunum yapacağım, açığa çıktıktan sonra yasal düzenleme de olacak. Rezerv alanlar belirledik, 300-350 bin konut yapacağız. Yarısı bizden kampanyasıyla ona destek verip daha güvenli konutlar yapmaya çalışacağız. Kanal İstanbul civarındaki depremzedeler ya da depremde yıkılacak konutlar için yer vermeye çalışacağız. Meclis açılıyor, bütçe başlıyor falan, ilk yasalar Aralık’ta geliyor. 1-2 ay içinde Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırıp görüşmeye açmaya çalışıyoruz.” beyanında bulunmuştur. Bu beyanlardan İstanbul için yapılması gerekli yapısal ve kentsel dönüşümüm boyutları hakkında bilgi edinilmektedir. Yakın zamanda İstanbul’da kentsel dönüşüm için vatandaşa destek amaçlı yapılmış olan “Yarısı Bizden” kampanyası dahilinde başvurular tamamlanmış ve yüksek rakamlara ulaşmıştır.

Detaylar Madencilik Türkiye Dergisi’nin 117.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikKatran İşleme Alanlarınız Flottweg ile Artık Güvende…
Sonraki İçerikMadencilikte Sürdürülebilir Kalkınma İçin Mineral Ham Maddelerinin “CERA 4’ü 1 Arada” Sertifikasyonu