skandiyum minerali

Skandiyum, 1879 yılında İsveçli bilim adamı Lars Fredrik Nilson tarafından keşfedildi. Nilson, İskandinavya’dan gelen öksenit ve gadolinit minerallerinde spektral analiz yöntemi ile skandiyumu tespit etti.

Periyodik tablonun mucidi Dimitri Mendeleyev, 1869 yılında 40 (kalsiyum) ila 48 (titanyum) arasında atom kütleli bir elementin varlığını öngördü ve bu elemente bor ile benzer özellikler içerdiğini tahmin ederek “bor gibi” anlamındaki “ekaboron” adını verdi. Nilson, bu elementi sekiz farklı metal içeren 10 kilogram öksenit mineralinden ayrıştırmayı başardı ve yüksek saflıkta 2 gram skandiyum oksit elde etti. Bulduğu elementin minerallerinin bulunduğu İskandinavya’nın Latince anlamı “Scandia” sözcüğünden esinlenerek “scandium” adını verdi. Mendeleyev’in tahmininden habersiz olarak skandiyumu keşfeden Nilson’un bulduğu yeni element daha sonra Mendeleyev’e bildirildi.

Skandiyumun metal formu ilk olarak 1937 yılında elde edildi. Metalik skandiyum, ilk olarak potasyum, lityum ve skandiyum klorür karışımının elektrolizi yöntemi ile izole edildi. Yüzde 99 saflıkta metal skandiyum ise ilk olarak 1960 yılında elde edilebildi. Az elde edildiği ve kullanım alanı sınırlı olduğu için 1970’li yıllara kadar uygulamaları geliştirilemedi. 1971 yılında ilk olarak alüminyum alaşımlarında kullanılmaya başlandı. 1980 ve 1990’lı yıllarda alanları geliştirilerek savunma uygulamalarında kullanılmaya başlandı. İlk stratejik savunma uygulaması gadolinyum, skandiyum ve galyum granat lazer kristalleridir.

Skandiyum geçiş metallerinin ilkidir. Bazen itriyum ve lantanitler yani nadir toprak elementleri ile birlikte sınıflandırılır. Bunun sebebi, bileşiklerinin özelliklerinin, alüminyum ve itriyum metallerinin özelliklerinin arasındaki değerlerde olmasıdır. Periyodik tabloda kalsiyum ve titanyum arasında yer alır. Metalik gri renkte yumuşak bir metaldir.

Skandiyum, havada oksitlendiğinde hafif sarımsı ve pembemsi bir dökme meydana gelir. Çoğu seyreltik asitte çözünür. Nitrik asit ve hidroflorik asit karışımında yüzeyinde pasif bir tabaka oluşturur ve reaksiyona girmez. Havada parlak ve sarı bir alevle tutuşarak skandiyum oksit oluşturur. Suyla reaksiyona girer. Bir dizi orgonometalik bileşik ve kararlı kompleks bileşikler oluşturabilir. İyonik bileşikleri genellikle +3 oksidasyon durumu sergileme eğilimindedir. Tuzları renksizdir.

Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi 103. sayı 108. sayfadadır.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.

Yazıyı interaktif dergiden okumak için tıklayın.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikMaden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Resmi Gazete’de Yayınlandı
Sonraki İçerikKrom Üreticileri Derneği (KROMDER) Kuruldu