Madencilik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından bir tanesi olan Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, yaşanan salgının ardından sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunurken gelinen noktada sektörün son durumunu kamuoyuyla paylaştı.
Herkesin Covid-19 salgınıyla halen mücadele etmeye devam ettiğini, bir taraftan da üretim ve satış için çabaladıklarını belirten Alimoğlu, “Bilineni tekrarlamak gerekirse, sektörümüz salgından ilk etkilenenler arasında. Blok ihracatımız %30 oranında düşüşte, işlenmiş ürün ihracatımızda %5’lik bir artış yaşansa da genel olarak baktığımızda geçtiğimiz yılın ilk 9 ayına göre ihracatımız %10 azalmış durumda. İç pazarımız çok hareketli değil. Yine de üretmemiz, çalışmamız, bu zor dönemi atlatmamız gerekiyor. Ülkemiz yer altı kaynaklarını yerbilimleri öğretileri temelinde çevreye duyarlı bir şekilde üreterek ekonomiye kazandırmak, istihdamımızı korumak hepimizin ortak hedefi.” şeklinde konuştu.
Son günlerde Suudi Arabistan’la yaşanan sıkıntıları herkesin bildiğini aktaran Alimoğlu, benzer sorunların sektörün ihracatında da yaşandığını, uygulanan prosedür gereği ülkeye ürün girişi yapmanın pek mümkün olmadığını belirtti. Irak’la da benzer bir durumun söz konusu olduğunu vurgulayan Alimoğlu, önceden Irak’a ihracat için CE belgesi ve doğal taş akredite laboratuvarlarında yaptırılan analizlerin yeterli olduğunu söylerken “Müşterilerimiz açısından bir sorun olmamasına rağmen son zamanlarda bu analizlerin Irak’ta yapılması gerektiği bildiriliyor. Bu konuyu çözüme kavuşturmak için uğraşıyoruz. İlerleyen günlerde ihracat değerlerimizde bu durumun etkilerini göreceğiz elbette.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sanayi Odası, Ağustos ayı Türkiye İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) raporuna göre, sektörün de içerisinde yer aldığı metalik olmayan mineral ürünler sektörü üretiminin azalan, girdi maliyetleri en yüksek oranlı artış gerçekleşen sektörlerden biri olduğunu aktaran Alimoğlu, yeni siparişlerde de azalma gözlemlendiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan PMI Eylül ayı raporunda ise Ağustos ayındaki duraklamanın yerini toparlanmaya bıraktığını ifade eden Alimoğlu, “Sektördeki girdi maliyetleri enflasyonu yüksek düzeyini korurken, yeni siparişlerde artışlar yaşandığı belirtildi. Öte yandan, Çin Halk Cumhuriyeti İmalat PMI değerinin 51,5’e ulaştığı açıklandı. Bu değerin Çin Halk Cumhuriyeti ekonomisinin toparlanarak büyümeye başladığına işaret ettiğini düşündürüyor. Tabi tüm bunlar sektörümüz açısından ümit verici.” dedi.
Alimoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Her ne kadar sektörde bir toparlanma yaşanıyor olsa da diğer bir yandan sektörümüzde salgının yarattığı belirsizlik, izin alım süreçlerinde yaşanan sorunlar sürüyor. Mevzuat ile ilgili gerek Bakanlıklarla görüşmelerimiz gerekse Sektör STK’ları ile birlikte yapılan çalışmalarımız devam ediyor. TÜMMER olarak yaşanan sorunlarımızı, taleplerimizi her ortamda dile getiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız (ETKB) Sayın Fatih Dönmez’in teşrifleriyle TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Toplantısına katıldık. Ertesi gün ETKB, Tabii Kaynaklar Daire Başkanı başkanlığında Birliğimiz yetkilileri ile bir araya geldik. Yine orada da sektörümüz gerek mevzuat anlamında gerekse uygulamada yaşadığımız sorunları arz ettik.
Geçtiğimiz hafta, içinde Maden Kanunu’na ait 4 maddenin de bulunduğu Kanun teklifi TBMM Komisyonu’nda görüşülmeye başladı. Maden Kanunu’nun 13. Maddesinde Ocak ayında ödenmeyen ruhsat bedellerinin Haziran ayı son gününe kadar ödenmesi halinde iki katı tutar yatırılmak zorunda iken, gecikme zammı eklenerek ödenmesi teklif ediliyor. Bir diğer madde, hali hazırda 18 işlemden istenilen 22/A kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmaması şartına ait işlem sayısının 6’ya indirilmesi. Ancak bu 6 işlemden ikisi olan işletme ruhsatlarının verilmesi ve sürelerin uzatılması (temdit) özellikle pandemi dönemi için sektörümüzü endişelendiren bir konu. Vekillerimize, bürokratlarımıza; gerek arama ruhsatından işletmeye geçiş aşamasında gerekse en az 10 yıllık süreye sahip işletme ruhsatlarının verilmesi aşamasında ruhsat iptaline neden olabilecek 22/A kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmaması şartının aranmaması konusunda gerekçelerimizi ifade etmeye çalıştık. 24. Maddeye eklenmesi teklif edilen ‘süresi içerisinde süre uzatım talebinde bulunulmuş olmak kaydı ile süre uzatım talebi değerlendirmesi tamamlanmayan ruhsat sahalarında on iki ayı geçmemek üzere Bakan onayı ile maden işletme faaliyetine izin verilebilir’ cümlesi üretim faaliyetlerimizin aksatmadan devam edebilmesi için önemli bir düzenleme.”
Teklifle yapılmak istenilen değişiklikleri olumlu olarak değerlendirdiklerini belirten Alimoğlu, sektörün önünü tıkayan, öngörülebilirliği yok eden mevcut kanundaki hükümlerin de değişmesinin önemli olduğunu vurguladı. Alimoğlu, sektör açısından büyük önem arz eden bu konuların da bir an önce çözüme kavuşmasını umut ettiklerini de sözlerine ekledi.
Alimoğlu, aşağıdaki konularda yapılacak düzenlemelerle madencilik sektörünün ilerlemesinin sağlanacağının da altını çizdi:
- Madencilik sektöründen elde edilen devlet gelirinin artırılması için sektörden alınan vergi ve devlet hakkının artırılması yerine, yatırım ve üretimi artıracak, istihdamı artıracak düzenlemelerin yapılması,
- Ruhsat düzenlendikten sonra, diğer kurum ve kuruluşlar tarafından getirilecek olası kısıtlamalar karşısında, Maden Kanunu’nda, ruhsat hukukunu koruyan ve olası dış etkilere karşı ruhsat güvencesini kesin olarak sağlayan düzenlemelerin yapılması,
- Maden üretimi ile doğrudan ilgisi olmayan, yükleme, tesis/fabrika maliyetleri, ihracat giderleri gibi kalemlerden Devlet hakkı alınmasının önlenmesi;
- Orman arazi izin bedellerine getirilen yüzde elli indirimin, bir defaya mahsus olmak üzere on yıl boyunca tüm ruhsatlara uygulanarak haksız rekabetin önüne geçilmesi,
- Üretim için gerekli izin alımlarında geçen sürelerin makul seviyelere indirilmesi.