İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) ve Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) organizasyonuyla gerçekleştirilen “Türkiye – Çin Doğal Taş Sektörü: Covid-19 Sonrası Gelişmelerin Değerlendirilmesi” konulu webinar 17 Haziran tarihinde gerçekleştirildi. Webinara katılan konuşmacılar; Türkiye Pekin Ticaret Baş Müşaviri Hakan Kızartıcı, Guangzhou Ticaret Ataşesi Serdar Afşar, İMİB Başkanı Aydın Dinçer, EMİB Başkanı Mevlüt Kaya, Xindongyuan Stone Co. Ltd. Yönetim Kurulu Başkanı Yang Jiaqiang ve Guangdong Fenghui Stone Co. Ltd. Genel Müdür Yardımcısı Hellen Ou oldu.
Toplantı da ilk söz alan İMİB Başkanı Dinçer olurken Pekin Ticaret Baş Müşaviri ve ekibine teşekkür ederek sözlerine başladı. Dinçer, içinde bulunduğumuz sürecin sıkıntılı bir durum yarattığını ama ilerleyen süreçte ikinci bir virüs dalgasının gelmemesi durumunda sürecin atlatılabileceğini ve ihracat rakamlarının geçmişte yapılan rakamları yakalayacağı ve geçebileceğini söyledi. Bu toplantının yapılmasında emeği geçenlere de teşekkür eden Dinçer, sözü EMİB Başkanı Mevlüt Kaya’ya verdi.
Kaya da Baş Müşavir ve ekibine teşekkür ederek konuşmasına başlarken dünya olarak zor bir süreçten geçtiğimizi, bunun sadece bizim değil tüm dünyanın problemi olduğunu belirtti. Burada birlikte hareket etmenin önemli olduğuna vurgu yapan Kaya, EMİB olarak kendilerinin üzerlerine düşeni yapmaya devam edeceklerini söyledi. Doğal taş da ülke olarak en büyük alıcılarımızdan birisinin Çin olduğunu belirten Kaya, Baş Müşavir Kızartıcı’ya hitaben önümüzdeki süreçte neler yapabileceğini kendilerine iletmelerini istedi.
Pekin Baş Müşaviri Hakan Kızartıcı ise Çin ile ilgili son bilgileri takipçilerle paylaşırken “Çin altyapı ve üst yapı çalışmalarına hızlı bir şekilde devam edeceğini açıkladı. İkinci bir dalga gelmezse bu yatırımlar büyük bir hızla devam edecek. Çin bu süreçte çok ciddi önlemler aldı. Virüs konusunda yeni bir dalga gelmemesi halinde ihracat konusunda daha iyi bir konumda olabileceğiz. Çin dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak Covid-19 salgını sürecinde paketler açıklamak yerine politika patikası oluşturdu. Ekonomik olarak destekler verdi, istihdam durumuna önem verdi.
Doğal taş sektörü özelinde konuşursak, tüm kanallar şu an açık. Çin şu aşamada ithalat açısından sıkıntıları aşarak ilerliyor. Bu süreçte ülke ihracatımız Çin’e diğer ülkelere göre daha iyi ilerledi. Bu ayki ihracatları takip ediyorum ve şu an gayet iyi gidiyoruz. Genel olarak düşündüğümüzde de yakın gelecek için umutluyum.”
Kızartıcı’nın sözleri sonrası Dinçer güncel durum hakkında bilgiler paylaştı. Dinçer, Haziran ayında geride bıraktığımız 15 günlük süreçte geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla blok mermer ihracatının yaklaşık %47, işlenmiş doğal taş ihracatının ise yaklaşık %200 oranında artış gösterdiği bilgisini verdi. Kümülatif olarak bakıldığında ise 1 Ocak – 15 Haziran tarihlerini kapsayan dönemde ise önceki yılın aynı dönemine kıyasla, blok ihracatında %33 oranında, işlenmiş doğal taş ihracatında ise yaklaşık %0,3 oranında bir düşüş yaşandığını kaydetti. Dinçer, eğer ikinci bir dalga olmaz ise işlenmiş mermer ihracatında ay sonu itibari ile blok mermer ihracatında ise yıl sonu itibari ile artıya geçilebileceğine dair beklentilerini paylaştı.
Söz alan Boğaç Önder Öztunalı, Yunfu şehrinde gerçekleştirilen mermer ihracatının azalmasına dikkat çekti. Öztunalı, ihracatın azalmasındaki tek sebebin Covid-19 salgını olmadığını Çin Hükümeti’nin uyguladığı çevresel reformların da ihracatın azalmasında etkisi olduğunu belirterek ihracattaki azalmanın salgından önce başladığına ve yaklaşık 3 yıldır devam ettiğine dikkat çekti.
Öztunalı sonrasında söz alan webinar katılıcımlarından Guangdong Fenghui Stone Co. Ltd. Genel Müdür Yardımcısı Hellen Ou Covid-19 salgını sonrası Çin’de yaşanan süreç ile ilgili bilgiler verdi. Hellen, piyasaların faaliyetlere tekrar başlaması ile ilgili şu cümleleri sarf etti: “Çin’de tüm endüstriler genelinde yaklaşık %98 oranında faaliyete tekrar başlanma oranı mevcut. Doğal taş sektöründe ise bu oran %100 oldu. Piyasalar büyük oranda düzelmiş ve günlük çalışma düzenine geri dönülmüş durumda.” Hellen aynı zamanda birçok ülkenin de siparişlerini ulaştırmak için yüklemelere başladığı bilgisini verdi.
Çin Hükümeti’nin salgın nedeni ile ekonomiyi desteklemek amacı ile ciddi önlemler aldığını kaydeden Hellen bu kapsamda yapılan reformlar hakkında şu bilgileri verdi: “Yılın ilk döneminde Çin Hükümeti tüm endüstrilere maske ve termometre tedarik etti. Daha sonrasında ise vergi, kira ve çeşitli konularda şirketlere indirim sağladı.” Hellen aynı zamanda ülkenin mermer ithalatının 2019 yılında 1,3 milyar dolar seviyesinde olduğunu bunun büyük bir bölümünün ise Türkiye’den karşılandığını sözlerine ekledi.
Yunfu şehrinin performansının daha düşük kalmasını kalite ve fiyat rekabetine bağlayan Hellen Türkiye’ye gelmek gibi bir niyetlerinin olup olmadığına dair soruya ise olumlu yanıt vererek Türkiye tarafının uygulayacağı güvenlik önlemleri ve fiyat indirimleri konusunda bilgi almak istedi. Soruya ilk olarak Öztunalı yanıt verdi. Öztunalı, Türkiye’de üretime devam ettiklerini fakat ürün miktarının az olduğunu belirtirken fiyat indiriminden ziyade ürün kalitesi beklenmesi gerektiğini vurguladı. Aynı soruya yanıt veren Serdar Afşar ise EİB ve İMİB’in ziyaretin organizasyonel kısmını üstlenebileceğini ve B2B görüşmeler organize edebileceğini aktardı. Afşar:” Ziyaret ile ilgili maliyetlerin bir kısmını da karşılayabiliriz. Covid-19 konusunda oldukça hassasız. Sağlık önlemleri açısından gerekli tüm önlemler alınacaktır.” dedi.
Türkiye’den sıklıkla bej rengi mermer tedarik ettiklerini ifade eden Hellen bu rengin popülaritesinin düşüş eğiliminde olduğunu, günümüzde Çin’de beyaz, gri ve siyah renkli mermerlerin revaçta olduğunu kaydetti. Bu mermerlerin ise Yunanistan, İtalya ve son dönemde Portekiz gibi ülkelerden tedarik edildiğini belirtti. Türkiye’de bulunan ürünler hakkında daha detaylı bilgi almak istediklerini belirten Hellen, bu doğrultuda dijital bir platform aracılığı ile ürünlerin ve tasarımların tanıtılmasının, gerçekleştirilen webinara benzer B2B görüşmeler ve video konferansların yapılmasının yararlı olacağını sözlerine ekledi.
Bu talebe karşılık Dinçer, Covid-19 salgını sonrası birçok proje başlattıklarını ve bu projeler arasında bu tarz bir platformun kurulması da olduğunu belirtti. Şu an ekiplerinin çalışmalara devam ettiğini belirten Dinçer en kısa zamanda bu platformu kullanıma açmayı hedeflediklerini vurguladı.
Dinçer, Türkiye’deki ürünler hakkında ise şu cümleleri kullandı: “Beyaz, gri ve siyah mermer çeşitleri ülkemizde mevcut. Müşteriler isterse bunları tedarik edebiliriz. Çinli müşteriler tüm taleplerine yönelik ürünleri Türkiye’de bulabilirler.”
Aynı konuda Önder Öztunalı ise Çin’in mermer ithalatı gerçekleştirdiği Yunanistan, İtalya ve Portekiz gibi ülkeleri kıyaslayarak bu ülkelerde mermer miktarının düşük seviyelerde olduğunu ancak Türkiye’nin büyük bir coğrafyayı kapsadığını ve ürün miktarı, ürün kalitesi ve çeşitliliği bakımından diğer ülkelerden önde olduğunu tam olarak bu nedenle Çin’in mermer ithalatının %50’sini Türkiye’den gerçekleştirdiğini vurguladı. Yunanistan’ın kara yolu ile 3 saatlik uzaklıkta olduğuna dikkat çeken Öztunalı, Yunanistan’da bulunan tüm cevher çeşitlerinin ülkemizde de bulunduğunu kaydetti.
Dinçer ise söz alarak Türkiye’nin mermer çeşitliliği açısından dünyada önde gelen ülkelerden olduğunu günümüzde popüler olan gri, beyaz ve siyah renklerdeki mermerlerin bir süre sonra popülerliğini kaydedeceğini ancak yeni popüler olan renklerin de yine Türkiye’de bulunabileceğini aktardı.
Çin’deki mermer stoklarının durumu ile ilgili yöneltilen soruya Hellen, virüs nedeni ile ihracatın azaldığını bu nedenle stokların kullanılmakta olduğu yanıtını verdi. Hellen, Eylül ayı itibari ile stokların yenilenmesinin amaçlanacağına ve taleplerde artış olacağına dair görüş belirtti. Genel olarak ise Çin heyetinin 2019’un kalan kısmı ve 2020 yılına dair görüşlerinin olumlu olduğu bilgisini verdi.
Mermerin yanında quartza da talep olduğunu kaydeden Hellen şu yorumlarda bulundu: “Quartz Çin’de 2 yıldır çok popüler ancak çok pahalı olmasından dolayı sadece zenginlerin kullanabildiği bir materyal. Onlarda geniş ölçekli kullanımlardan kaçınarak küçük boyutta kullanımı tercih ediyorlar.”
İki ülke arasında seyahatin salgın nedeni ile olumsuz etkilendiği belirtilirken Türkiye’den Çin’e uçuşlarda 21 gün, Çin’den Türkiye’ye uçuşlarda ise 14 gün zorunlu karantina uygulaması olduğunu bu durumun iki ülke arasındaki ticari faaliyetleri etkilediği ortak bir görüş olarak karşımıza çıkarken bu süreçte resimler üzerinden ve online platformlar kullanılarak iletişimin devam ettirilmesinin önemi taraflarca kabul edildi. Daha sonra iki ülke arasındaki seyahatlerin normale dönmesi ile maden ziyaretlerinin başlayabileceği kaydedildi.