Paris İklim Anlaşması çerçevesinde 2050 yılı itibarı ile karbon-nötr hedefine ulaşmak istenirken, bu hedefin başarıya ulaşmasında yeşil dönüşüm ve stratejik madencilik büyük önem taşıyor. Hayatın ayrılmaz bir parçası olan madenler yaşadığımız evler, yaşamsal önemdeki tıp ve gıda üretimi gibi sektörlerde de doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılıyor.
Sabah Gazetesi’nde yer alan habere göre iklim kriziyle mücadelenin en önemli araçlarından biri yeşil enerji kaynaklarının kullanımı. Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki kurulu gücü her geçen gün artıyor. Şu anda toplam kurulu gücün yüzde 55’i yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Türkiye’de bu yıl elektrik üretim kapasitesine yönelik büyüme planlarında rüzgâr ve güneş enerjisi başta olmak üzere temiz enerji kaynakları başrolde olacak. Türkiye’nin mevcut 99 bin 819 megavat olan elektrik kurulu gücünün bu yıl sonu itibarıyla 102 bin 423 megavata ulaşması bekleniyor. Bu artışın önemli bölümünün rüzgâr ve güneş enerjisinden gelmesi öngörülüyor. Hem dünyada hem Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına hızlı yönelim madencilik sektörünün önemini daha da artırdı. Madenler yenilenebilir enerjide de kritik bir rol oynuyor. Örneğin, kıyı tipi bir rüzgâr tribünü tesisinde bir doğal gaz temelli elektrik santralinden 8 kat daha fazla madene ihtiyaç duyuluyor. Açık deniz rüzgâr santrallarında ise eşdeğer bir gaz santraline göre 12 kat daha fazla madene ihtiyaç var. Madencilik çalışmalarının gelişmesi ve güvenli tedarikinin sağlanmasıyla yenilenebilir enerji alanında fark yaratmak mümkün.
Son yıllarda tüm dünyada elektrikli araçlara büyük bir talep olduğu gözleniyor. Küresel otomobil satışlarının Covid-19 salgınından dolayı yüzde 16 düştüğü bir ortamda, trafiğe kaydı yapılan elektrikli otomobil oranı yüzde 50’ye yakın arttı. Elektrikli otomobiller için de madenlerin çok önemli bir payı var. Elektrikli araçlarda normal fosil yakıtlı araçlara göre 5 kat daha fazla maden kullanılıyor. Yeşil gelecek gündemi ile öne çıkan elektrikli araçların 2040’a gelindiğinde küresel otomobil pazarının yüzde 58’ini oluşturacağı öngörülüyor. Bir elektrikli araçta 54 kilogram grafit kullanılıyor. Bunun yanında 63 kilogram nikel, 22,5 kilogram kobalt, 80 kilogram lityum; pil ve batarya için ise ayrıca 63 kilogram lityum gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde kobalt, nikel ve lityumun da aralarında bulunduğu batarya metallerine talebin 10 kat artacağı öngörülüyor.
Geçtiğimiz dönemde “Yeşil Dönüşümde Stratejik Madencilik” konusunda değerlendirmelerde bulunan Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu, “2022 yılında ve devamında sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm çok daha ön planda olacak. Yeşil bir gelecekte madenciliğin önemli bir rolü ve payı bulunuyor. Biz de sürdürülebilir bir gelecek için insana ve çevreye öncelik veren, sorumlu madencilik uygulamalarıyla çalışıyor; ülkemize değer katıyoruz.” şeklinde konuştu.