Türkiye’nin maden ve doğal taş ihracatında en büyük payı alan Çin pazarının Nisan ayıyla birlikte toparlanmaya başladığını belirten İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, Mayıs ayında Çin’e gerçekleştirdikleri ihracatın artmasıyla Şubat, Mart ve Nisan ayına göre ihracatta iyileşme yaşadıklarını, bunun da yılın devamı için kendilerini umutlandırdığını söyledi.

Dinçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Covid-19 salgınının hammaddenin ve kendine yetebilen bir ülke olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini kaydederek, Türkiye’nin gerek ham madde gerekse de enerji kaynağı olarak kullanılan madenler ve doğal taşlar konusunda oldukça zengin bir ülke olduğunu söyledi.

Türkiye’de, dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80’inin, 650 renk ve desende mermerin, 150’yi aşkın çeşitlilikte doğal taşın bulunduğunu dile getiren Dinçer, “Sektörümüzün, tüm ihraç ürünlerinin ham maddesi olması sebebiyle Türkiye ekonomisine değer bazında katkısı 40 milyar dolardır.” şeklinde konuştu.

Dinçer, sektörün 2019 ihracatının 4,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, maden ürünlerinden üretilen bor ve trona soda külü eklendiğinde rakamın 6 milyar dolara çıktığını kaydetti.

Çin’in maden sektörünün ihracatında önemli yer tuttuğunu ifade eden Dinçer, “Çin, maden tarafında yüzde 31, doğal taşta ise yüzde 37’lik ihracat payına sahip. Yıla, ocakta yüzde 8,6’lık ihracat artışıyla başlamıştık ancak ocak ayının sonlarına doğru Çin’de başlayan karantina ciddi kayba neden oldu. Avrupa ve ABD pazarlarında daralma daha geç başladığı için ilk çeyrekteki kaybımız yüzde 3,06’lık bir daralma yaşandı. İlk 5 ayda ise madende yüzde 15,07’lik düşüşle 1,53 milyar dolar, doğal taşta yüzde 20,84’lük düşüşle 595,6 milyon dolarlık ihracat yaptık.” dedi.

Dinçer, ihracattaki kaybın üçüncü çeyrekte de sürmesini beklediklerini kaydederek, Çin pazarında ise Nisan ayıyla birlikte hareketlenme başladığını söyledi.

Covid-19 sürecinde İMİB olarak teknolojiyi ve dijital alt yapıları etkin kullanan bir yapı olduklarını, bu süreçte yeni ticari hayatın yolları üzerinde çalıştıklarını dile getiren Dinçer, “Teknolojiyi sağlıklı ticaret için odağımıza aldık, dijital ortamda tanıtım, satın alma, ticaret heyeti organizasyonları düzenleme, online B2B faaliyetleri gerçekleştirmek için yoğun mesai harcadık. Bu noktaların hepsinde önemli yollar kat ettik.” diye konuştu.

Mimarlara, iç mimarlara, karar vericilere yönelik Türk doğal taşını kullanım örnekleriyle birlikte tanıtan webinar alt yapılı içeriklerde sona geldiklerini kaydeden Dinçer, bunu bir seri olarak tasarladıklarını, ilkini 25 bin üyesi bulunan Amerika İç Mimarlar Derneği ile bir sonrakini 94 bin üyesi olan Amerikan Mimarlık Derneği ile gerçekleştireceklerini anlattı.

Dinçer, bu süreçte mevcut pazarlardaki paylarını kaybetmemek için tüm alternatifleri değerlendirdiklerini ve online ortamda da faaliyetleri sürdürdüklerini bildirdi.

Geçen yıl gerçekleştirilen 4,3 milyar dolarlık doğal taş ve maden ihracatının 1,34 milyar dolarlık kısmının Çin’e yapıldığını anımsatan Dinçer, “Bu pazarda yüzde 68’lere varan salgının kontrol altına alınmasıyla azalmaya başladı. Çin pazarındaki beş aylık rakamlara baktığımızda daralmanın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,82 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Mayıs sonu itibarıyla bu ülkeye gerçekleştirdiğimiz toplam maden ihracatı 462,8 milyon dolar oldu.” ifadelerini kullandı.

Dinçer, salgının kontrol altına alınması sonrasında özel izinlerle Çin’den bir alım heyetinin Türkiye’yi ziyareti için görüşmelerinin sürdüğünü sözlerine ekledi.

Çin’in yıl başında Türkiye’den ithal edilen bazı ürünlerde vergi indirimine gittiğini hatırlatan Dinçer, “Türk doğal taş ve mermerinde vergi sıfırlanmıştı. Salgın nedeniyle bu pozitif durumun etkisini görememiştik. Haziran itibarıyla faydasını daha çok görmeye başlayacağımız düşünüyorum.” dedi.

Yaşanan küresel salgın nedeniyle dünyadaki tüm ekonomilerin daraldığını, tedarik zincirlerinde kırılma ve değişmeler yaşandığını belirten Dinçer, “Çin ve Hindistan’dan sonra doğal taş üretiminde üçüncü sırada bulunan Türkiye, dünyada üretimi yapılan 90 maden türünden 80’ine sahip. Avantajlarımızı doğru kullanırsak bir başarı hikayesi oluşturabiliriz. Üçüncü çeyrekten itibaren ikinci bir salgın dalgası yaşanmaması halinde maden ihracatından hareketlenmeler bekliyoruz. Pazarlardaki daralmalarda yaşanan geri çekilmenin belli bir periyotta devam etmesi halinde 2021’de sektörümüz için eski iktisadi koşulları yakalayabiliriz.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Önceki İçerikNisan Ayı Sanayi Üretim Endeksi Sonuçları Açıklandı
Sonraki İçerikTMSF Başkanı Muhiddin Gülal: “Koza Altın, Varlık Fonu Bünyesinde Kurulan Maden Holdingine Devredilebilir”