Çanakkale Madenciler Derneği (ÇAMAD) gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla dünyada yeni bir bakır çağının başladığını; elektrikli otomobiller, batarya teknolojileri, ileri teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla yükselişe geçen bakır talebinin önümüzdeki 15 yılda ikiye katlanacağını belirtti. Dernek, bugün bile talebin yaklaşık yüzde 70’ini ithal etmek zorunda kalan Türkiye’nin bu yeni tabloda cari açığına bakır etkisinin çok daha sert olacağı düşündüklerini söyledi.
M.Ö. 5000’li yıllarda keşfiyle adına çağ başlatılan bakırın, geleceğin “stratejik” madenleri listesindeki yerini her geçen gün yükselttiğini belirten Dernek; ulaşımdan otomotive, endüstriden sanayiye, inşaattan enerji ve teknolojiye kadar onlarca farklı sektörde kullanılan bakıra talebin, arzın oldukça üstünde olduğunun altını çizdi.
Dernekten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dahası pandemiyle birlikte ivme kazanan sürdürülebilirlik politikaları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni bir bakır çağına işaret ediyor. Öyle ki kullandığımız cep telefonundan batarya teknolojilerine, elektrikli otomobillerden rüzgâr türbinleri başta olmak üzere tüm yenilenebilir enerji ekipmanlarına kadar ekonominin en yeni alanlarında kullanılan elementlerin başında bakır geliyor.
Bu listeyi çok daha uzatmak mümkün. Kısacası fosil yakıtlara veda etmek ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atmak için bakır şart. Farklı sanayilerin ortaya koyduğu raporlar da bunu gösteriyor. Örneğin bir elektrikli otomobilde, içten yanmalı bir araca göre 2,5 kat daha fazla bakır kullanılıyor. Bunun yanı sıra güneş ve rüzgâr enerjisi tesislerinde de doğal gaz veya kömür kullanarak elektrik üreten tesislere göre 2 ila 5 kat arasında daha faza bakır kullanılıyor.”
Dünya Yılda 1 Milyar Ton Daha Fazla Bakır Üretmek Zorunda
Sadece rakamlarla konuşulduğunda dahi bugün bile arzın önünde olan talebin gelecek 15 yıl içinde iki kat artacağı öngörülürken, hükümetlerin ve özel sektörün gündemindeki yeni rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarının ise bu rakamı çok daha yukarı çekebileceğini ifade eden Dernek, “Öyle ki sektör yetkilileri, bırakın Türkiye’yi, dünyanın mevcut potansiyelinin bile henüz bu talebi karşılamakta yeterli olmadığı konusunda hem fikir. Madenciler Derneği’nin açıklamasına göre, 2022 yılında küresel bakır metali kullanımı yaklaşık 26 milyon ton olarak gerçekleşmiş ve son 6 yıl boyunca metal bakır ‘talebi arzından fazla’ olarak kayıtlara geçmiş. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın oluşacak talebi gidermek için halihazırdaki üretim kapasitesine ilave olarak yılda 1 milyon ton bakır metali üretilmesi gerekeceği hesaplanıyor.” ifadelerini kullandı.
Cari Açığa Bakır Etkisi
Ülkemizin ise toplam bakır ihtiyacının yıllık 450 bin ton civarında olduğunu aktaran Dernek, diğer bir ifadeyle bugün 3 milyar doları aşan bir bakır pazarı bulunduğunu belirtti. Bakanlığın açıklamasına göre Türkiye‘de kişi başı ortalama 6,2 kg olan bakır tüketimi ile dünya ortalamasının üzerinde olduğunu aktaran Dernek, “Bu miktarın 50 bin tonu hurda geri dönüşünden sağlanıyor. Türkiye’nin tek bakır üreticisi olan Cengiz Holding iştiraki Eti Bakır ise geriye kalan 400 bin tonun yüzde 22’sini üstlenmiş durumda. Bu izabe tesiste yüzde 99,99 saflıkta yıllık 90 bin ton kapasitesiyle katot bakır üretimi gerçekleştiriliyor. Ve böylece 750 milyon dolarlık ithalat ikame ediliyor.
Ne yazık ki bu büyük resmin hala görece olarak küçük bir parçası; çünkü geriye kalan 300 bin ton bakır ithal ediliyor ve cari açığa olumsuz katkı sunmayı sürdürüyor. Az önce bahsettiğimiz tüm yeni alanların talebe ekleneceği düşünülürse, ortaya çıkan döviz açığının ne kadar büyüyeceğini öngörmek de hiç zor değil.” şeklinde ifade etti.
Yıllık 2,5 Milyar Dolar Kayıp
Türkiye’nin aslında bakır rezervleri açısından oldukça zengin bir ülke olduğuna vurgu yapan Dernek, ayrıca madencilik teknolojilerindeki ülke deneyiminin bizi yakın coğrafyada da aranan iş ortakları arasında konumlandırdığını belirtti. Tüm bunların Türkiye’nin bakır ihtiyacının büyük kısmının hala ithalattan karşılandığını ortaya koyduğu gerçeğini değiştirmediğini ifade eden Dernek, basın açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Bugün dünya ekonomisinde stratejik önem arz eden, hatta gelişmişliğin simgesine dönüşmüş bakırın üretiminin hızlandırılması artık gözler önünde bir gerçek. Bu kapsamdaki doğru planlama ile Türkiye’nin yeni ekonomide stratejik liderliğine bir adım daha yaklaşılırken, 2,5 milyar doların ülkemizde kalması da sağlanabilir.”