Ülkemizde rezerv ve kalite açısından stratejik öneme sahip olan kil hammaddesi, seramik sektörü için çok büyük bir oranda İstanbul’daki Şile havzasından sağlanmaktadır. Jeolojik olarak, Neojen Şile havzasına ait kil hammaddelerini oluşturan yatakları, oluşum koşullarına göre “yerinde” (primer) veya “sedimanter” (sekonder) olarak tanımlayabiliriz. Primer yataklarda oluşan killer, ana kayaca daha yakın yerlerde çökelen ve kaolen gibi primer oluşumlar olup tane boyutları büyüktür. Havzanın genelini oluşturan ve daha uzaklardan su ile taşınan killer olup sekonder oluşumlardır. Yol boyunca sürtünme ile kendi kendini daha fazla öğütmüşlerdir. Çeşitli renk veren oksitler ve organik malzemelerle karışmışlardır. Bölgede çukur veya düz arazilerde taşınma sona erdiğinde tabakalar şeklinde çökelmeler oluşmuş ve kil olarak adlandırılan kaolene göre daha özlü ve ince taneden oluşmuştur.

Mineralojik olarak, W. Ryan daha çok mineralojik sınıflamaya sadık kalarak kil hammaddelerini; Kaolinitik killer (Bağlama kili, Çin kili, Ateş kili, Tuğla- Kiremit kili), Montmorlonit – Bentonit, Mikalar – illit, Klorit ve Vermikülit biçiminde sınıflandırmıştır.
Havza başlıca kaolinit ve illit grubu kil ve daha az oranda yer yer smektit (montmorlonit) ve klorit grubu kil mineralleri eşlik etmektedir. Kaolinit minerali diğerlerinden farklı olarak
alkaliler (Na, K) içermez. En fazla Al içeren kil olduğu içinde ısıya dayanıklı refrakter kil mineralidir. İllit Fe-K ve smektit gurubu ise Na, Ca, Mg ve K içerdiği için kaolinitten daha az refrakter kil mineralleridir. Smektit gurubu kil mineralleri ayrıca kristal yapılarında su içerdikleri için pişme davranışı olarak en sorunlu kil mineralidir. Alkali içerikleri nedeni ile flux (eritci) gibi davranan illit ve semektit daha küçük tane boyları ile plastik killerdir. Ham, kuru ve pişme dayanımları yüksektir. Smektit gurubu kil mineralleri içeren killer kristal yapılarında su (OH) bulunan ayrıca kristal yapılarına su alabilen killer oldukları için kuruma hassasiyetleri yüksektir. Bölgede hâkim olan bağlayıcı kili hem taşınma süreçleri ve hem de illit ve smektit içerikleri nedeni ile kaolinlere göre daha fazla plastik killerdir. Bölgedeki killerin pişme ve su ile etkileşimleri içerdiği kil mineralleri kadar kil dışı minerallerinden kuvars, feldspat, kalsit ve anatas gibi kil dışı mineral oranlarına da bağlıdır.

Detaylar Madencilik Türkiye Dergisi’nin 117.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikFarkındalığı Artırarak Hayat Kurtaran Bir Sistem: CAS
Sonraki İçerikProf. Dr. Güven Önal’ı Kaybettik