Tüm Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, doğaltaş sektörünün 2021-2022 yılını değerlendirirken madencilik sektörünün gündemi hakkında açıklamalarda bulundu.
Toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetlerinin arasında paralellik bulunduğunu dile getiren Alimoğlu, “Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin %99’u doğal kaynaklardan, özellikle de madenlerden sağlanmakta, bu nedenle gelişmişliğin ölçüsü olarak kişi başı maden tüketimi gösterilmekte. Avrupa Amerika gibi ülkelerde kişi başına maden tüketimi 18 ton iken bir Türk vatandaşının yıllık tüketimi maalesef 8 tondur.” şeklinde konuştu.
2020 yılının tüm dünya için her yönüyle tedirginlikle başladığını belirten Alimoğlu, mermer sektörünün de yaşanan olumsuzluklardan etkilendiğini vurguladı. Özellikle salgının yayıldığı ilk aylarda kapanan işletmeler olduğu gibi kapasitelerini düşüren işletmelerinde olduğunu aktaran Alimoğlu, “Diğer ülkelerdeki gibi bizim fuarımız da ertelendi. Salgının etkisinin devam etmesine rağmen 2021 yılında normal kapasitenin 1/3’ü katılımcı ile fuarımızı gerçekleştirdik. Salgından bu yana gerek yaşanan konteyner krizleri gerek ürünlerimizin limanlarda uzun süre bekletilmeleri 2020 yılında çoğu ülkeye nakliye sorunu yaşamamıza sebep oldu. 2021 yılında da etkisi azalmasına rağmen yaşadığımız konteyner sıkıntısının 2022 yılında bitmesini bekliyoruz.“ dedi.
Bu yıl 27. si düzenlenecek olan Marble 2022 fuarının bir ay sonra kapılarını açacağını söyleyen Alimoğlu, “Geçen yıl normal kapasitenin üçte biri ile gerçekleştirdiğimiz fuarımızı, bu yıl salgının sektörümüzdeki etkisinin azalmasından sonra eski gösterişli günlerine kavuşturmak tüm sektörümüzün görevidir. Bilindiği üzere mermer doğaltaş ve makine sektörlerimiz son yıllardaki başarısıyla ülkemizin ekonomisinde önemli bir yere ulaştı. Bu başarıya ulaşana dek sektörümüz canla başla çalıştı ve Türk taşımızı dünya çapında tanınır bir marka haline getirdi. 2021’de toplam 5,9 milyar dolar olan ülkemiz maden ihracatının 2,1 milyar dolarlık önemli bir kısmı mermer doğaltaş ihracatımızdan geldi. Bu değerin %60’lık kısmı işlenmiş doğaltaştan %40’lık kısmı ise blok doğaltaştan gelmekte. 2019 yılını 1,9 milyar dolar, 2020 yılını ise 1,7 milyar dolarlık rakamlarla kapatmışken nihayet 2021 yılında sektörümüz salgın sonrası yaşanan olumsuzluklara göğüs gerdi ve 2020 yılına göre yüzde 21’lik artış yakaladık. İhracatımızı 2022 yılında %30 artırarak 2 Milyar 750 Milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Salgın döneminin olumsuz etkilerine rağmen var gücüyle çabalayarak ihracatımızı bu seviyelere ulaştıran sektörümüzü içtenlikle kutluyorum.” ifadelerini kullandı.
Mermer sektörünün gerek çok düşük mertebede olan ithalat miktarı, gerekse üretimde yerli makinelerin kullanılması nedeniyle madencilik sektöründe ayrı bir yere sahip olduğunu vurgulayan Alimoğlu, doğaltaşların katma değerinin hem blok hem de işlenmiş üründe yüksek olduğunu söyledi.
Madenciliğin en zorlu mesleklerden biri olduğunu belirten Alimoğlu, mermer doğaltaş sektörünün madencilikte en az iş kazası görülen sektörlerden birisi olduğunun altını çizdi. Alimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sıfır kaza hedefimiz gerçekleşene kadar güvenlik ve sağlık performanslarını daha iyi seviyelere getirmek için çalışacağız. Üretim anlayışımızda insanı ve çevreyi öncelemek ve tüm çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliği bilincini ve risk algısını artırmak tüm sektörümüzün öncelikli amacı olmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği kültürünü çalışanlarımıza aşılamalı, bir anlık dikkatsizliklerin, aceleciliğin ya da umursamazlığın bedelinin beklediğimizden ağır olacağını unutmamalıyız. Kendini bilen, çevresine duyarlı ve sorumluluk sahibi insanlar olarak sonuçlarını öngörmeden ve riskleri algılamadan adımlar atmamalı ve attırmamalıyız. TÜMMER olarak ‘Farkındalık Artırımı ve Deneyim Paylaşımı Yoluyla Güvenli Mermer Ocak İşletmeciliği Projesi’ni hayata geçirmeye başladık. Projemiz kapsamında yapacağımız eğitimlere, işverenleri, yöneticileri, tüm çalışanları, çocuklarla birlikte ailelerini dâhil ettik. Böylece, iş yerlerimizde İSG kültürünün toplumsal bir konu olduğunu ve iş kazalarının bireysel kazalar olarak başlayıp sonrasında çok fazla insanın hayatında kötü etkiler bıraktığını anlatacağız. Önceliğimiz insan, hedefimiz sıfır kaza olacak.
Bizim bütün hayatımız, her şeyimiz maden. Bizler madencilik sektörü ile ilgili 16 STK ile birlikte oluşturduğumuz platform vasıtasıyla önce insan sonra çevre daha sonra maden anlayışıyla ülkemiz için yaptığımız çalışmalarla üretim, istihdam ve ihracat katkısı yapıyoruz. Sektörün ortak görüşlerini oluşturarak kamu otoritelerinde taleplerimizin doğru zeminlere oturmasına ciddi anlamda katkı sağlamaktayız. TÜMMER olarak 2022 yılında da bu birlikteliğin sürdürülmesi için üzerimize düşen görev ve sorumluluğu azami derecede yerine getirmeye gayret edeceğiz.”
Sektörün gündemdeki en önemli sorununun ruhsat ve izinler konusunda yaşanan öngörülemezlik ve belirsizlik olduğunun altını çizen Alimoğlu, özellikle izin süreçlerinde yaşanan sorunların tüm sektörün malumu olduğunu belirtti. Alimoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bu anlamda öncelikle çözülmesi beklenen konular olarak; orman izin taleplerinin mevzuatta yer almayan gerekçelerle reddedilmesi, arazi izin bedellerindeki yüksek artışlar nedeniyle bedellerin ödenemez hale gelmesi, orman izin bedellerinin yapılandırmaya dahil edilmemesi, izin müracaat süreçlerinin öngörülemez olması ve altyapı izinlerindeki geçişlerin, amaç dışı kullanım olarak uygulanmamasıdır.”
Dünyanın belki de en zor işini yaptıklarını, ekonomik ve toplumsal faydalar sağladıklarını aktaran Alimoğlu, “Takdir görmemiz gerekirken son yıllarda madenciliğe karşı çıkma girişimleri sektörümüze yönelik kamuoyu algısını olumsuz yönde etkiliyor. Hâlbuki maden işletmecileri mevzuat gereğince kamu kurum ve kuruluşlarından tüm izin veya ruhsatları almadan sahalara girememektedir. Sektörün izin veya ruhsat veren kamu kurum ve kuruluşlarından beklentisi, madenciliğe karşı olabilecek bu tepkilere gerekçelerini belirterek madencinin yanında durmasıdır. 2022 yılında algı konusunda yaşanan olumsuzlukları düzeltmek, ülkemizde madenciliğin siyaset üstü bir zeminde değerlendirilmesini sağlamak için halkla ilişkiler ile ilgili çalışmalara ve kamu otoriteleri nezdinde faaliyetlere yine aynı ağırlıkla devam etmemiz gerekiyor.” dedi.
Sektör olarak yaşanan sorunların; madencilik sektörünün siyaset üstü bir anlayışla ele alınması ve toprağın, suyun, ormanın madencilikle birlikte değerlendirilmesi konusunda görev, yetki ve sorumluluk sahibi tek bir merci olarak teşkilatlanmış “TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI” kurulması ile çözülebileceğine inandıklarını ifade eden Alimoğlu, “Ülkemizde madencilik sektöründen azami katma değerin sağlanması için kamu otoritelerinin bu hususlarda gerekli girişimlerde bulunması sektörümüzün öncelikli beklentisidir. Ülkemiz yeraltı kaynaklarının değerlendirilerek Milli Enerji ve Maden politikası kapsamında gerekli katkı sağlanabildiği takdirde madenlerimizin ülke kalkınmasında büyük rol oynayacağına inancımız tamdır.
Mermer doğaltaş sektörü olarak 2022 yılında da inadına üretim inadına ihracat diyor ve tüm sektörümüzü fuarımıza bekliyoruz. Gelin, hep beraber 2022 yılında ihracatımızı hak ettiği 2,5-2,7 milyar dolara çıkaralım. Hayırlı ve bereketli fuarlar diler, tüm sektörümüze başarılı bir yıl temenni ederim. 30 Mart – 2 Nisan 2022 tarihlerinde Marble 2022 fuarımızda görüşmek üzere.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.