İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Aydın Dinçer, maden sektörünün 2020 performansını değerlendirdi. Sektörünün 2020 yılını 4,27 milyar dolarlık bir ihracatla kapattığını söyleyen Dinçer, bu rakamın 1,7 milyar dolarlık kısmını doğal taş ihracatının oluşturduğunu kaydetti. Bütün ürünlerin hammaddesi olması sebebiyle ihracata dolaylı katkılarının ise 40 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Dinçer, 2021’de daha güçlü bir duruş için maden arama çıkarma ve işlemeye ilişkin sektörün önünü açacak şekilde kamunun desteğine ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Pandemi krizinden ilk ve en fazla etkilenen sektörlerden olduklarını ve Şubat 2020 itibariyle ilk sert düşüşü sektör ihracatının yüzde 30’unu oluşturan Çin pazarında yaşadıklarını aktaran Dinçer, “Yeni normal dönemin başlangıcı olarak kabul edilen haziran ayı ile birlikte toparlanmaya başladık. İhracattaki düşüşü hızla telafi etmek adına sektörümüzün her bir paydaşı bizimle birlikte büyük çaba gösterdi. Dijital tanıtım organizasyonlarının yanı sıra dokuz ülkeyi kapsayan sanal ticaret heyetlerimiz düşüşün yüzde 0,9’a kadar geri çekilmesinde önemli rol üstlendi. Sektör olarak 2020 yılında 190 ülkeye ihracat yaptık ve bütün zorluklara rağmen Türkiye’nin toplam ihracatındaki payımız yüzde 2,73 olarak gerçekleşti” dedi.
Dinçer’in verdiği bilgiye göre, en çok ihracat yaptığımız ülkeler Çin, ABD, İspanya, Belçika, Bulgaristan, Suudi Arabistan, İtalya, İsrail, Hindistan ve Romanya oldu. Çin, toplam maden ihracatının yüzde 30’unu oluştururken Dinçer şunları kaydetti: “2020 yılında değer bazında en çok ihraç edilen maden ürünü yüzde 16,98’lik pay ile işlenmiş mermer oldu. İkinci sırada yüzde 15,53’lük pay ile blok mermer-traverten, üçüncü sırada yüzde 7,10’luk pay ile bakır cevherleri yer aldı. Çinko cevherleri yüzde 6,78’lik pay ile dördüncü sırada yer alırken, beşinci sırada yüzde 6,35’lik pay ile işlenmiş traverten yer aldı. İşlenmiş mermer ihracatımızda ilk sırada yüzde 27’lik pay ile ABD, ikinci sırada yüzde 17’lik pay ile Suudi Arabistan, üçüncü sırada ise yüzde 9’luk pay ile İsrail yer aldı. Blok mermer-traverten ihracatımızda ise ilk sırada yüzde 81’lik pay ile Çin, ikinci sırada yüzde 9’luk pay ile Hindistan, üçüncü sırada yüzde 2’lik pay ile Mısır yer aldı. Bakır Cevherleri ihracatımızda yüzde 54’lük pay ile Bulgaristan ilk sırada, yüzde 29’luk pay ile Çin ikinci sırada, yüzde 8’lik pay ile İsveç üçüncü sırada yer aldı.”
Maden sektörünün pandemiyi ve onun yarattığı yeni normali en iyi etüt eden sektörlerden olduğunun altını çizen Dinçer, bu strateji ile 2021 yılına başladıklarını söyledi. İMİB olarak Ağustos – Ekim döneminde; Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Umman, Bahreyn, Fas ve Tunus’a sanal ticaret heyeti düzenlediklerini, bu heyetler kapsamında 757 ikili görüşme gerçekleştiğini aktaran Dinçer, “2021 yılında da heyet organizasyonlarımıza sanal ticaret heyetleri ile devam edeceğiz. 22 Şubat-4 Mart tarihleri arasında Mısır, Ürdün ve Cezayir’e, 8-19 Mart 2021 tarihleri arasında Birleşik Krallık’a sanal ticaret heyeti gerçekleştireceğiz. Bangladeş – Tayvan ticaret heyetlerimizi ise 29 Mart – 6 Nisan tarihleri arasında düzenleyeceğiz. 12-16 Nisan tarihleri arasında ise bir diğer pazarımız olan Rusya’ya sanal ticaret heyetiyle gideceğiz. Amacımız Türk doğal taşının tanıtımını aralıksız sürdürmek ve sonrasında ticarete dönecek ikili buluşmaların gerçekleşmesini sağlamak.” diye konuştu.
Sektörün çatı kuruluşu olarak maden arama, bulma, çıkarma ve işleme süreçlerine ilişkin yapısal reformun sektörü daha ileri taşıyacağı inancı içinde olduklarını da dile getiren İMİB Başkanı Aydın Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı: “Madencilik aslında bir kamu yararıdır. Otomotiv, kimya, çelik, enerji, inşaat, teknoloji, tarım, cam, seramik, mücevher ve tekstil başta olmak üzere tüm sektörlere hammadde sağladığı gibi ülke istihdamına ciddi oranda katkı sağlıyor, yer altı zenginliklerimizi yer üstüne çıkarıyor. Dolayısıyla yetkililerden 2021 yılında en önemli beklentimiz, maden arama, çıkarma ve işleme süreçlerine ilişkin sektörü daha ileriye taşıyacak, iş süreçlerini hızlandıracak, kapsamı büyütecek düzenlemeler yapmalarıdır. Hammadde ve enerji kaynağı olması bakımından stratejik bir noktada bulunan ve aynı zamanda çeşitlilik bakımından dünyanın onuncu büyüğü olan Türk madenciliğinin daha dinamik bir çerçeveye oturması için bunların yapılması elzemdir. Bu noktadaki beklentilerimizi bakanlıklarımıza ve ilgili bütün kurumlara ilettik. Ülkemizin geleceği için bütün tarafların üzerine düşeni yapacağına inanıyoruz.”