Halim Demirkan
YERMAM Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri

Kültür, sözlük anlamı ile; “bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tümü” olarak açıklanmaktadır.

Toplumbilimsel olarak ise; “tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü” dür.

Madencilik kültürü dediğimizde ise; tarih boyunca ve insanlığın toplumsal gelişme süreci içinde madencilik alanında yaratılan değerler akla gelmektedir. Anadolu’nun madencilik kültürünün binlerce yıllık geçmişi olduğunu hep söyleriz.

Sanat ise Türk Dil Kurumuna göre “bir duygunun, tasarımın, güzelliğin vb. dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü” olarak tanımlanmaktadır. En genel anlamıyla “yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi” olarak anlaşılır.

İnsanın hayatı kültürün bir parçasıdır. Sanatın ise kültürün en önemli ögelerinden biri olduğu tartışılmazdır. Aslında insanı diğer canlılardan ayıran sebep “düşünüyor” olması değil, kültür ve sanatıdır. Bir yerde hayata anlam katan bir ögedir.

Hepimizin bildiği gibi madencilik; arama, araştırma, geliştirme, üretme ve değerlendirme aşamalarından geçiyor. Bütün bunlar olurken bir yandan çalışanların ve çalışılan yerlerin güvenliği sağlanmaya, diğer yandan çevreye yapılan etkilerin azaltılması ve telafi edilmesine çalışılıyor. Bütün bunlar bir bütün olarak madencilik olarak nitelendiriliyor.

Diğer yandan, kültür ve buna bağlı olarak da çoğu zaman bir biri ile karıştırılan sanat, hayatın önemli bir parçası olarak varlığını sürdürüyor. Bir yanda “madencilik kültürü”, diğer yanda “kültür ve sanatta madencilik” kavramları ortaya çıkıyor. Farkında olmasak bile hayatımızın önemli bir parçasını teşkil ediyor.

Tabii ki her toplumun kendine özgü kültürü ve sanatı vardır. Toplumlar tarih içinde oluşan bu değerler topluluğuna mümkün mertebe sahip çıkmaya, sürdürülebilir kılmaya çalışıyorlar. Bunun için bir çok kişi istihdam ediliyor, devasa bütçeler ayrılıyor. Kültür turizmi kapsamında; kültür ve sanat kullanılarak, bacasız sanayii adı verilen endüstriden büyük gelirler elde ediliyor.

Ekonomik ve sosyal refah bakımından gelişmiş ülkelere bakıldığında; hemen tümünün kültür ve sanat bakımından da diğer ülkelere nazaran baskın oldukları görülmektedir. Tabii ki hiç bir toplumun kültür ve sanatının diğerine göre baskın ya da gelişmiş olduğundan bahsedemeyiz. Her toplumun kendine özgü kültürü ve sanatı olsa da bahsettiğimiz bu ülkelerin kendi kültür ve sanatlarını bir meta halinde diğer ülkelere pazarladıkları, kültürlerini daha önceden zorla ya da zaman içinde farklı iletişim yolları kullanarak kabul ettirdikleri görülüyor. Kültürlerini kabul ettirirken, endüstrilerini ve pazarlanabilir ürünlerini de kabul ettirmiş oluyorlar.

Kültür ve sanatları baskın olan ülkelerin, ekonomik ve sosyal refahta da gelişmiş oldukları inkar edilemez bir gerçektir. Ülkemizin madenciliğine baktığımızda, yıllarca gayri safi milli hasıla içindeki payının %1’lerde seyrettiği kayıtlardadır (gerçekte bu değer daha yüksektir). Madenciliğimizin gelişimi, yetişmiş insan gücüne, teknolojiye ve sermayeye ne kadar bağlı olsa da madencilik kültüründen, kültür ve sanatta madencilikten de bahsetmenin zamanı gelmiştir. Kültür ve sanatımızda madenciliğin daha fazla yer alması ya da madencilerimizin sanatsal ürünleri arttıkça, genel kültürümüz içinde madencilik faaliyetleri arttıkça, madencilik sektörümüzün de gelişeceği ve gayri safi mali hasıla içindeki oranının aratacağı beklenmelidir. Madencilik profesyonellerinin birliği olan YERMAM, kültür ve sanattaki madencilik etkinliklerinin takibini mesleki gelişimin bir parçası olarak kabul etmektedir. Madencilik kültürünün bir parçası olmak da yine aynı şekilde mesleki gelişim faaliyeti sayılmaktadır.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikJeoges: “İş Ortaklarımıza Yerli Üreticinin Avantajlarını Gerçek Anlamda Hissettirmeyi Başardık”
Sonraki İçerikSomalı Madencilerin Tazminatları Ödenmeye Başladı