Maden ihracatçıları mermer üretim ve ihracatının başkenti Afyonkarahisar’da toplandı. Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Rüstem Çetinkaya, MAPEG Genel Müdürü Cevat Genç, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek ve Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurduseven’in gerçekleştirdiği açılış konuşmaları sonrası sektörel sivil toplum kuruluşları, İhracatçı Birlikleri yönetimleri ve ilgili Bakanlık temsilcileri ile gerçekleştirilen iki ayrı oturumda sektörün sorunları ve olası girişimler, küresel ekonomideki son durum ele alındı.
İlk oturumda TOBB Madencilik Meclis Başkanı İbrahim Halil Kırşan moderatörlüğünde, MAPEG Genel Müdürü Cevat Genç, MTA Genel Müdür Yardımcısı Abdülkerim Aydındağ, MAPEG Genel Müdür Yardımcıları Bayram Arı ve Sami Sarıyıldız, MAPEG Genel Müdürü Başdanışmanı Mustafa Sever’in katılımıyla, “Maden İzin ve Ruhsat Başvuru Süreçlerinde Yaşanan Sorunlar” konuşuldu.
Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Tam 11 isim EMİB kurullarında Afyon’u temsil ediyoruz. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizden 2021 yılında 1121 firmamız ihracat yaptı. Bu firmalarımızın 375 tanesi Afyonlu. EMİB’in üyeleri arasında Afyonlu ihracatçılar olarak ilk sırada yer alıyoruz. Birliğimiz 2022 yılının ilk yarısında 403 milyon dolarlık doğal taş ihracatı gerçekleştirdi. Bu ihracatın 111 milyon dolarlık kısmını Afyonlu ihracatçılarımız gerçekleştirdi. EMİB’in doğal taş ihracatından Afyon yüzde 27,5 pay aldı. Afyon’un 111 milyon dolarlık doğal taş ihracatının 93 milyon dolarlık büyük dilimi işlenmiş ürün ihracatı oldu.” dedi.
Alimoğlu, “Afyon’un toplam doğal taş ihracatında işlenmiş ürünlerin payı yüzde 84’e ulaştı. Türkiye’nin doğal taş ihracatında işlenmiş ürünlerin payının yüzde 69 olduğunu düşündüğümüzde Afyon’umuzun çok daha katma değerli doğal taş ihraç ettiği ortaya çıkıyor. En büyük ihraç pazarlarımızdan biri olan Çin’deki daralmaya rağmen bu başarıyı sağlayan 375 üyemizin her birini canı gönülden kutluyorum. Afyonumuzun sürdürülebilir ve çevreye duyarlı madencilik ilkeleriyle ihracatını daha da artırması için önümüzdeki 4 yıl çabalarımız sürecek.” diye konuştu.
TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Ocak-Haziran döneminde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19,40 artışla 3,36 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bunun 1 milyar dolarlık kısmı da doğal taştan elde edildi. Sektör geneline baktığımızda yıl sonu için belirlenen 7 milyar dolarlık maden sektörü ihracat hedefine yaşamakta olduğumuz bazı sorunların çözüme kavuşması halinde ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Aslında bu rakam Türkiye’nin potansiyelinin oldukça gerisinde.” dedi.
Çetinkaya sözlerine şöyle devam etti: “Bu hedeflere ulaşmak için sektör olarak aşmamız gereken sorunlar var. Madencilik konusundaki en önemli problemlerimizden biri sektörün kamuoyundaki algısı. Maalesef bu algı Türkiye ekonomisi ve sanayisi için son derece önemli olan sektörümüzün gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri. Sektör olarak kendimizi hem topluma hem de devlete anlatabilmemiz çok önemli. Topluma hayatımızın maden olduğunu anlatabilirsek çok önemli bir eşiği aşacağımızı düşünüyorum. Biz de kamuoyundaki maden ve madencilik algısının değişmesi için İMİB olarak elimizden geleni yapmak üzere, sektörün önünü açacak olan en öncelikli konunun bu olduğunun bilinciyle hızla çalışmalarımıza başladık.
Kamuoyunda bir ‘çevre kirliliği’ olarak görülen madenin aslında doğanın bize bir lütfu olduğunu ve yaşam tarzımızın temel taşı olduğunu net bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Biz Doğal taş, açısından zengin bir ülkeyiz. Bu zenginliği çevreye en duyarlı şekilde kullandığımızı ve çevre dostu madencilik yaptığımızı göstererek sektörünün algısını değiştirebiliriz. Bunun için sektörün tüm paydaşlarına görevler düşüyor. Madenin Türkiye ekonomisi ve var olan yaşam tarzımızın devamı için önemini her platformda anlatmamız ve sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Sektörümüzün hak etmediği eleştirilere karşı birlik olmalı ve doğruyu göstermeliyiz.”
Sektörün asıl önemli konusunun ruhsat izin süreçleri olduğunu vurgulayan Çetinkaya, “Bizler ülkemizin izlediği ihracata dayalı büyüme politikası kapsamında ihracatın en büyük itici güçlerinden biri olabiliriz, ancak 3-4 yıla kadar uzayan izin süreçleri tüm yatırım iştahını ve üretimi olumsuz etkiliyor. Son dönemde yeni ruhsat başvurularındaki düşüşler de maalesef çok dikkat çekici. Bu durum sektörün yükselme hızında bir düşüşe işaret ediyor. Bu tabloyu terse çevirmek için sektörümüze büyük sermayedarları da çekmemiz gerekiyor. Fakat mevcut durumda hem sektörün algısı hem de yatırım konusunda karşılaşılan zorluklar yeni yatırımların gelmesini önlüyor. Ruhsat süreçlerini ağır bürokrasiden kurtarıp eskisi gibi izin sürelerini 1 yılın altına indirebilirsek sektör olarak bambaşka rakamlar konuşabilir hale gelebiliriz. Elimizdeki kaynakları doğru bir tanıtım ve pazarlama stratejisi ile çok daha etkili bir şekilde kullanıp ülkemize büyük bir katma değer yaratabiliriz.” şeklinde konuştu.