Halim ÖZATAY
Arkeolog
Uğur DAĞ
Arkeolog
Regio Kültürel Miras A.Ş.

Sürdürülebilir mineral arzını; ülkenin refah, altyapı ve yaşam kalitesine sunarken kültürel miras varlıklarını da insanlığın, bilimin hizmetine sunarak gelecek nesillere aktarımını sağlayabilmek gerekli planlama ve yönetim süreçlerinin yönetilebilmesine bağlıdır. Kültür varlıkları gerek günümüzde gerekse geçmişe dönük belge niteliğindeki unsurlardır ve insanlık tarihinin nasıl biçimlendiğini anlamak  için gerekli birincil kaynaklardır. Tıpkı madenler gibi kültür varlıkları da tükenir ve yenilenemez, kaynaklardır. Yok edilmeleri halinde asla yerlerine konulamazlar.

Maden Sahaları ile Kültür Varlıkları Arasındaki Organik Bağ

Anadolu; jeolojik yapısı ile maden yatakları açısından oldukça zengindir. Bu nedenle tarih boyunca bölgeye yerleşen toplumlar bu kaynakları kullanabilmek için rezerv sahalarının üzerine ya da çok yakınına yerleşimler kurmuşlardır. Maden kaynaklarını kullanabilmek için rezerv sahalarının üzerine ya da çok yakınında kurulan yerleşimlere en önemli örnek; Marmara Denizi’nin (Propontis) güneyinde, Antik Çağ’dan bu yana mermer ocakları ile tanınan, ve Antik Çağ’ daki adı Prokonnesos olan Marmara Adası’ dır. Madencilik endüstrisinin antik dönemde de modern madencilik anlayışına benzer biçimde yürütüldüğünü gösteren en çarpıcı örneklerinden birisi de Çorum İli, Bayat İlçesi, Derekutuğun Köyü’nde tespit edilmiştir. Derekutuğun’de bulunan maden ocaklarının M.Ö. 4000’lerden M.Ö. 2000’lere kadar kullanım gördüğü düşünülmektedir.

Bu örnekler insanoğlunun tarih boyunca maden sahalarını kullanabilmek amacı ile maden sahalarının içine ya da yakınına yerleşim kurdukları söylenebilir. Bu nedenle maden sahaları ve yakın çevreleri, kültürel miras varlıkları ile karşılaşılma olasılığı yüksek çalışma alanları olarak dikkat çekmektedir.

Türkiye’ de Maden Sahalarında Kültürel Mirasın Yönetilmesinde Yasal Süreç

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki kültürel miras hem anayasa hem de ilgili diğer yasa (2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu) ve yönetmeliklerle korunmaktadır. Maden sahaları içerisinde yer alan kültürel miras varlıkları da bu çerçevede koruma altındadır.

Madencilikte; maden ruhsatının alınması madencilik faaliyetinin yapılması için yeterli değildir. 3213 Sayılı Maden Kanunu’nun (4/6/1985) 7. Maddesi gereği yapılacak yatırımın
içinde kültür varlıklarının da yer aldığı çevresel etkilerinin belirlenmesi amacı ile ilgili kurumların görüşlerinin alınması gerektiğinin altı çizilmektedir. Maden sahalarında kültür varlıklarına yönelik değerlendirmeleri içeren kurum görüşleri ÇED aşamasında gerçekleştirilmektedir.

Çed Sistemi Kültürel Mirasın Korunması Konusunda Etkin Çalışıyor Mu?

Prensip olarak ÇED çalışmaları, kültür envanterine dahil edilmiş ve/veya tespiti yapılmış kültür varlıklarının korunması dışında ilk kez Proje ÇED aşamasında tespit edilecek ve ülke kültür envanterine kazandırılacak kültür varlıklarının da korunması ilkesini hedef alır.

Ancak, istatistiksel bir çalışmanın verileri bu konuyla ilgili çarpıcı sonuçlar içermektedir. Çalışmada 2019 yılı içerisinde ÇED Olumlu kararı alınan ve kültürel miras değerleriyle en fazla etkileşimin olması beklenen sektörlere ait toplam 235 adet ÇED raporu incelenmiştir.

İncelenen 235 ÇED raporundan madencilik sektörüne ait 145 başvurudan 112 sine kültür varlıklarını koruma kurullarından görüşü verildiği tespit edilmiştir. Bu 112 adet kurum
görüşü verilen rapordan 99’ unda yerinde (sahada) inceleme yapılmış, 12’sine ise etki azaltıcı önlem sunulmıuştur. Bu istatistiksel bilgiye ait en ilgi çekici veri ise maden sektöründe hazırlanan 145 rapordan sadece 2’ sinde kültürel miras uzmanına yer verildiğidir.

Bu istatistiksel veriler ÇED süreci ve yönetmeliğinde kültür varlıkları açısından önemli boşluklar bulunduğunun bir göstergesi niteliğindedir. Bu boşluklar nedeni ile kültür varlıkları
üzerinde geri döndürülemez bazı etki ve sonuçların oluşması kaçınılmaz hale gelebilir.

Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi’nin 120.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Önceki İçerikErgani Bakır, Yok Edilen Kültür Mirası
Sonraki İçerikTürkiye Altın Talebini Karşılayamayan Dünyadaki İkinci Ülke Oldu