Madencilik sektörünün tüm aşamalarında yapay zeka kullanımı enerji ve hammadde tasarrufu sağlarken, iş güvenliği ve verimliliğini de artırıyor.

Anadolu Ajansı’nın “Yapay Zeka Çağına Doğru” başlıklı dosyasının ilgili haberinde, maden sektöründe yapay zeka kullanımına ilişkin çalışmalara yer verildi.

Dünya genelinde madencilik şirketleri yapay zeka teknolojilerini kullanarak, mineral rezervlerini tanımlıyor. Ayrıca, büyük hacimlerdeki coğrafi veriler, uydu fotoğrafları ve potansiyel mineral kaynaklarının tarihi kayıtları da bu teknolojiler kullanılarak işlenebiliyor.

Davetlisiniz! Madencilikte Yapay Zeka kullanımı ve daha fazlası Maden-Tek 2024, Maden Endüstrisi Teknoloji Günleri’nde tartışılacak.” 

Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, Türkiye’de bu tür teknolojileri kullanabilen kaliteli ve eğitimli insan gücü olduğunu, madenciliğin böylelikle daha verimli olarak yapılabileceğini söyledi.

Verilerin toplanması ve işlenmesinin madencilik sektörünün önemli bir aşaması olduğuna işaret eden Yılmaz, yeni teknolojilerin bu süreçleri hızlandırdığını kaydetti.

Yılmaz, geçmişte bu verilerin işlenmesi konusunda teknolojik kabiliyetlerin yetersiz kaldığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Büyük boyutlu veriler artık ortak alanlarda depolanabiliyor. Bu verilerden yapay zeka ile doğru yerde, doğru hedefleri oluşturabilmek amacıyla yararlanılabilir. Yapay zeka tüm sektörlerde hızlı bir şekilde kullanılıyor. Ayrıca, bu teknoloji ile maden sahası içinde herhangi bir bölümdeki olası aksamalar veya olası kırılmaları önceden tespit edebiliyoruz. Bu olası kırılma noktalarını tespit ettiğimizde bazı iş kazalarının önüne geçiyoruz.”

Madencilerin konumları dijital olarak takip edilebiliyor

Yılmaz, önceden yer altına inen ekiplerin bulunduğu konumun takibinin mekanik olarak yapıldığına dikkati çekerek, artık yapay zekalı takip sistemi ile maden emekçilerinin konumlarının dijital olarak takip edilebileceğini vurguladı.

Maden sektöründe yapay zekanın en iyi kullanacağı noktalardan birinin iş güvenliği olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:

“Yer altında işçinin nerede çalıştığını takip eden teknolojiler kullanılabiliyor. Olası bir maden ocağı boşaltma anında yine bu teknolojileri kullanarak işçilerimizi tahliye edebileceğimiz yönünde teknolojileri kullanabiliyoruz. Bazı makine ve ekipmanlarımıza yerleştirdiğimiz dijital teknolojilerle o makinelerin gerektiğinde insanların kullanımına yönelik veri tabanını kullanarak teknoloji geliştirebiliyor. Mesela ‘yer altı köpekleri’ ile maden altına robot köpekleri gönderiyoruz. Kaza ya da olası göçük alanlarında bu yer altı robot köpeklerinin içine yerleştirilmiş olan materyallerle yeri tespit edip tıpkı canlı göz gibi görüntüler kayıt altına alınıyor. Böylelikle ihtiyaç anında önlemler alınabiliyor. Bu veriler toplanırken insan hayatını tehlikeye atmıyoruz. Çok çabuk aksiyon alabiliyorsunuz. Aynı zamanda riskli zamanların dışındaki normal zamanlarda da bu teknolojilerle veriler toplanabiliyor.”

“Maden sektörü Türkiye’nin geleceği için lokomotif bir sektördür”

Dijital teknolojiyle, enerji tasarrufu sağlandığını ve sektörde karbon ayak izinin de düşürüldüğünü ifade eden Yılmaz, bu alanda yapılan çalışmalara ilişkin şunları kaydetti:

“Dijital teknolojiyle, madende çalışmanın olduğu yerlerde havalandırma devreye giriyor. Çalışma olmayan yerlerde, boşu boşuna havalandırma da çalışmıyor, böylelikle enerji tasarruf etmiş oluyorsunuz. Bu karbon ayak izinin azalmasına yardımcı oluyor. Ayrıca havalandırmaya harcayacağınız enerjiyi başka bir noktada daha verimli kullanabiliyorsunuz.”

Yapay zeka jeolojik katmanları taramak için de kullanılıyor

 Yılmaz, jeolojik yapıların incelenmesinde de yapay zekadan önemli ölçüde faydalanıldığının altını çizerek, “Bir alanda arama yaptıktan sonra oranın jeolojik yapısını, kaya katmanlarının oluşması sırasında oluşan katmanlarla ilgili sondaj sırasında veri elde ediyoruz. Örneğin üçüncü metrede, beşinci metrede, altı buçuk kilometrede bir şey buldunuz. O modellemeyi yapay zekayla buna benzer nerelerde bu katmanlar varsa orada olası hedefleri inceleyebiliyorsunuz. Bu eskiden uzaydan algılama metoduyla kısmen yapılıyordu. Ama artık bu jeolojik veri tabanlarını, dijital alanda depolayıp topladığınız arama verilerini oraya yansıtıp daha kolay hedef noktaları tespit etmeniz mümkün olabiliyor. Bu bizim için çok önemli. Bu verileri eskiden depolamak zordu, şimdi kolaylaştı.” diye konuştu.

Türkiye’nin cari açık üzerinde madencilikten dolayı oluşan açığın kapatılmasının önemine işaret eden Yılmaz, “Türkiye’nin 60 milyar dolar gibi cari açık üzerinde madencilik ürünlerinin ithalatının etkisi var. İnşallah bunu kapatmaya yönelik çok etkin adımlar atılıyor ülkemizde. Ben çok mutluyum. Madencilik sektörünün Türkiye’nin geleceğinde diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir lokomotif sektör.” değerlendirmesinde bulundu.

 

 

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Önceki İçerikKoza Altın Mastra İşletmesi Faaliyetlerine Son Verdi
Sonraki İçerikIV. Grup Dışında Kalan Madenler İçin UMREK Uygulaması Kaldırılıyor