Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz altın madenlerinin dünyada olduğu kadar ülkemizde de önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti. Ülkemizin son yıllarda altın üretiminde pozitif bir ivme yakaladığını belirten Yılmaz geçtiğimiz yıl ülkemizin Cumhuriyet tarihinin altın üretim rekorunu kırarak 42 ton altın üretimi gerçekleştirdiğini hatırlattı.

Dünya gazetesine açıklamalarda bulunan Yılmaz şu ifadeleri kullandı: “2000’li yılların başında çok önemli bir üretim kaydedilemez ilen 2020 yılında 42 ton altın üretildi. Bu aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin rekoru oldu. Üretilen altının tamamı Merkez Bankası’na TL karşılığı satıldı. Merkez Bankamız’ın ön alım hakkı var ön alım istediği müddetçe üretilen altının tamamı ülkede tüketilmiş oluyor. Çok az bir kısmı da Borsa İstanbul’da ülke içinde satıldı.”

Üretilen altının %25’inin devlet hakkı olarak Hazineye aktarıldığını hatırlatan Yılmaz geçtiğimiz yıl üretilen 42 ton altının yaklaşık 11,5 tonunun vergi, devlet hakkı ruhsat harcamaları gibi kalemlerle devletin kasasına yansıdığını kaydetti. Yılmaz ayrıca sektörün günümüze kadar 76 ton altın değerinde vergi ödediğini aktardı.

Türkiye’nin yer altında yaklaşık 6.500 ton altın rezervi olduğunu ve bu rezervin toplam değerinin yaklaşık 349 milyar 600 bin dolar olduğunu kaydeden Yılmaz şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’de şu an işletmede 18 altın madeni bulunuyor. Var olan altın işletmeleri ve bu yıl üretime başlayacak olan sahaların kapasitelerini güncelliyoruz. Şu ana kadar Türkiye’nin ürettiği altın miktarı toplam 382 ton. Yapılan çalışmalarla 1.500 ton altının nerede olduğu da belirlenmiş durumda. Yeri net olarak bilinmeyen 4.660 ton altın rezervimiz var ve keşfedilmeyi bekliyor. “

Altında 2020 yılı için 40- 45 tonluk üretim hedefi belirlediklerini ve bu hedefi salgına rağmen devlet kurumlarıyla iletişimi sağlıklı ilerleterek aksamaya sebebiyet vermeden gerçekleştirdiklerini kaydeden Yılmaz: “2020’yi 42 tonluk rekor üretimle kapattık. 42 ton altın üretmek ekonomiye yaklaşık 2,4 milyar dolar bir katkı sağlamak demektir.” İfadelerini kullandı.

Altın üretimin artması ile ithalatta dışa bağımlılığın daha da azalacağını vurgulayan Yılmaz altın üretiminin artması ile altın ithalatı için harcanan bütçenin başka alanlar için kaynak teşkil edebileceğinin altını çizdi. Altın üretimindeki artışla oluşturulacak tasarrufun enerji ithalatı kaynaklı dış açığa olumlu katkı sağlayacağını belirten Yılmaz: “Üretilen miktar kadar ülke kaynaklarının yurt dışına akması engellenecek. Böylece öz kaynaklar ekonomiye kazandırılacak.” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir kalkınmanın gereği olarak çevreci madencilik anlayışıyla sanayiye ham madde sağlandığını kaydeden Yılmaz altın madenciliği yapılan bütün işletmelerde kesinlikle dünya standartlarının üzerinde üretim yapıldığını vurguladı. Yılmaz: “İş güvenliği standartları açısından baktığınız zaman yerli veya yabancı, Türkiye’de üretim yapan altın madencilerinin tamamındaki iş güvenliği standardı, dünya standartlarının üzerindedir. Türkiye’deki madencilik sektörü çok güzel ve örnek işletmelere sahip.” şeklinde konuştu.

Yılmaz madende faaliyetler bittikten sonra gerçekleştirilen çalışmalar hakkında da bilgi verdi. İşletme sahasında faaliyet bittikten sonra da yükümlülüklerin yerine getirildiğinin altını çizen Yılmaz madencilik çalışmasının ardından sahanın rehabilite edilerek doğaya geri kazandırıldığını söyledi. Yılmaz şu değerlendirmelerde bulundu: “Siyanür kullanımı, delme – patlatma, cevherin işlenmesi, su ve toprak kirliliğini önleme ve hava kalitesini koruma gibi konularda sağlam işleyen bir çevre mevzuatı bulunuyor. Bütün işletmeler en az ayda bir kez rutin olarak denetleniyor. Hava, su ve toprak kalitesini görebilmek için örneklemeler ve analizler yapılması yoluyla inceleniyor. Şu ana kadar sıkıntılı olan bir işletmemiz olmadı. Ancak insanlar bu tesisleri ve altın madenciliğini bilmedikleri için anlatılan korku senaryolarından çok etkileniyor. Oysa biz hem sivil toplum örgütlerine hem de yörede yaşayan insanlara ”madenlerimizi gelin görün. Sizleri gezdirelim ve sorularınızı sorun.” diyoruz. Hem çevreyi koruyacağız hem de kaynakları ekonomimize kazandıracağız. Hedefimiz temiz insanlarla, temiz doğada, temiz işletme yapmak.”

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikeDART Çamur Uygulamaları Alanında Liderliği Hedefliyor
Sonraki İçerikÇemaş, Türkiye’nin İlk Bifacial Güneş Enerjisi Santrali’ni Hizmete Açtı