Seequent, geliştirdiği yazılım çözümleriyle, yer altını daha iyi anlamaya yardımcı olarak belirsizliği en aza indirmeye, böylece kritik kararların alınmasına yardımcı olur ve nihayetinde kuruluşların daha akıllı madencilik yapmalarını sağlar. Seequent’in sunduğu çözümler, dünya enerji dönüşümüne ve sürdürülebilirliğe odaklandıkça her geçen gün daha kritik bir önem kazanıyor.
Enerji Dönüşümünde Madenciliğin Rolü
Küresel enerji endüstrisi, düşük karbon ekonomisine geçişe öncülük etmektedir. Bu doğrultuda belirlenen hedeflere paralel olarak üretim en üst düzeye çıkarılmakta, yenilenebilir enerji ve karbon depolama alanlarına yatırım yapılmaktadır.
Enerji dönüşümü ve sürdürülebilirlik konusundaki küresel çabalar yenilenebilir enerji, elektrikli araç ve batarya üretimi gibi teknolojilere gösterilen talebi artırdı. Bu endüstriler
bakır, lityum, kobalt, alüminyum ve nikel gibi stratejik minerallere yüksek oranda bağımlıdır. Ülkeler sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmek için çalışmalarını yoğunlaştırdıkça kritik minerallere olan talep ivmelenerek artmakta, bu da küresel ölçekte önemli sorunları beraberinde getirmektedir. Artan bu talep, madencilikte artan zorluklarla başa çıkmak için inovasyona ve sorumlu kaynak yönetimine olan ihtiyacı daha da ön plana çıkarmaktadır.
Seequent, dünya genelinde kritik mineral kaynaklarının daha sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesine yardımcı olan yazılım çözümleri sunmaktadır. Seequent, madencilik sektörünü destekleyerek enerji dönüşümünü hızlandırmakta, böylece küresel zorlukların çözümünde aktif rol oynamaktadır.
Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Hedefleri
Küresel trendlere uygun olarak, Türkiye sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik adımlar atmaktadır. Türkiye tüm dünya ile benzer şekilde kendi elektrikli araç endüstrisini geliştirirken aynı zamanda elektrikli araç şarj istasyonu ve batarya üretim alt yapısına da yatırım yapmaktadır. Aynı zamanda, Türkiye son yıllarda yaptığı yenilenebilir enerji yatırımları ile bölgesel bir lider konumuna yükselmiştir.
Türkiye, artan kritik mineraller talebine yanıt olarak üretimi çeşitlendirmeyi, üretim kapasitesini arttırmayı ve alternatif kaynaklar bulmaya yönelik çalışmalarını sürdürmektedir. Gelişmekte olan bir madencilik ülkesi olan Türkiye’nin üretim kapasitesini artırması için madencilik sektöründe hem verimliliği hem de sürdürülebilirliği artıracak teknolojik yeniliklere ihtiyacı bulunmaktadır.
Madencilikte Dijital Dönüşüm
Yapay Zeka (YZ) ve Makine Öğrenmesi (MÖ) gibi ileri teknolojiler, modern madencilik operasyonlarında bir gereklilik haline gelmiştir. Bu teknolojiler jeolojik veri analizinde bir devrim yaratmakta, mineral yönünden zengin sahaların yüksek doğrulukla tespit edilmesini mümkün kılmakta, cevher kalitesinin tespitine ve üretim süreçlerinin optimizasyonuna
yardımcı olmaktadır. YZ destekli sistemler aynı zamanda güvenliği arttırır, işletmelere gerçek zamanlı izleme imkanı sunar ve çevre mevzuatları ile uyumu garanti altına alır. Tüm bunları ise maliyetleri ve çevre etkisini azaltarak gerçekleştirmektedir.
Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi’nin 121.sayısındadır.