Avrupa Komisyonu ve ABD Maden Güvenliği Ortaklığı (MSP) Forumu’na yeni üyeleri kabul etti. Türkiye de yeni üyeler arasında yer aldı. Diğer üyeler Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, Filipinler, Sırbistan ve Zambiya olurken Temmuz ayında ise Arjantin, Grönland, Kazakistan, Meksika, Namibya, Peru, Ukrayna ve Özbekistan üyeliğe kabul edilmişti.
Üyeliğe kabulün gerçekleştiği MSP (Mineral Security Partnership) Forum’da tartışmalar, enerji dönüşümü için gerekli olan kritik minerallerin sorumlu bir şekilde çıkarılması, işlenmesi ve geri dönüştürülmesindeki fırsatlar, öncelikler ve zorluklar üzerine odaklandı. Toplantıya, Avrupa Komisyonu İç Pazar, Sanayi, Girişimcilik ve KOBİ’ler Genel Müdür Yardımcısı Maive Rute ve ABD Ekonomik Büyüme, Enerji ve Çevre Dışişleri Bakan Yardımcısı Jose W. Fernandez eş başkanlık etti ve MSP Forum üyelerinden bakanlar ve üst düzey yetkililer katıldı.
Etkinlikte yeni MSP Forum üyeleri, proje geliştirme, madenciliğin çevresel, sosyal ve yönetişim yönleri ile yerel katma değere katkıda bulunan yatırımları desteklemeyle ilgili politikalar dahil olmak üzere kritik mineral sektörlerinin geliştirilmesine ilişkin önceliklerini dile getirdiler. Katılımcılar ayrıca MSP Forum’un proje geliştirme ve politika diyaloğuna ilişkin iki çalışma akışı için bir yol haritası tartıştılar.
Gelecek toplantısının Türkiye’nin de katılımıyla Aralık 2024’te Brüksel’de geçekleştirilmesinin beklendiği MSP Forumu, kritik hammaddelerin sürdürülebilirliğini vurgulayan ve Mart 2023’te kabul edilen AB’nin Kritik Hammaddeler Paketi üzerine inşa edilmiştir. MSP’nin şu anda otomatik üyesi olan 15 ortağı (Avustralya, Kanada, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, Norveç, Kore Cumhuriyeti, İsveç, Birleşik Krallık, ABD ve AB) ve 15 yeni Üyesi (Arjantin, Ekvador, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, Grönland, Kazakistan, Meksika, Namibya, Peru, Filipinler, Sırbistan, Türkiye, Ukrayna, Özbekistan ve Zambiya) bulunmaktadır.
Kritik ham maddeler, sanayi, dijital, uzay ve savunma gibi AB’nin stratejik sektörleri için ihtiyaç duyulan geniş bir teknoloji seti için vazgeçilmezdir. Kritik ham maddelerin arzı artan jeopolitik, çevresel ve sosyal riskler ve zorluklarla karşı karşıyadır ve bu da tedarik zincirlerini güvence altına almak ve çeşitlendirmek için benzer düşünen uluslararası ortaklar arasında daha fazla iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır.
