Levent Yener
Maden Yüksek Mühendisi

Kamuoyunda son dönemde yerli, yabancı filmlerde yer alan kötü adam tiplemesi ile eşdeğer tutulan Kömürün, Sürdürülebilir Kullanımı ile ilgili Dört Temel Gözlem (Tespit):

Birinci Gözlem: Küresel enerji değişiminin öyküsü iyiye karşı kötünün mücadelesi değildir. Bu farklı bir ürün deseni ”uygun fiyatlı, güvenilir ve düşük salımlı enerji” arayışıdır. Maliyetleri en aza indirirken faydaları en üst düzeye çıkarmak çoğumuzun her gün yaptığı iştir. Öncelikle temel bilgiler: Dünyada yılda yaklaşık 9 milyar tonu (Gt) aşkın kömür kullanılıyor, her dört enerji kaynağından biraz fazlası kömürden elde ediliyor ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), kömürün bu payının son kırk yılda küresel ölçekte daha büyük bir tabana yayıldığını kaydetti.

Küresel kömür yakıtlı üretim kapasitesi 2.000 gigawatt’ı (GW) aştı. Bu, 2003 yılından bu yana %62 gibi devasa bir artış anlamına geliyor ve her bir GW yılda yaklaşık 3 milyon ton kömür kullanabiliyor. Yalnızca Asya’da son dönemde, mevcut ABD kömür yakan santral portföyünün tamamından daha fazla olan yaklaşık 300 GW’lık yeni kömür yakıtlı üretim tesisi inşa edildi. 2010’dan bu yana 40’tan fazla ülke kömür yakıtlı elektrik üretimini portföyüne ekledi. ABD’de yakıt desenini değiştirmeye yönelik mali teşvikler ve ülkeye özgü kaya ve kömür gazı kömür kullanımının artışı, kömür tüketiminde düzenli bir gerilemeye neden oluyor ancak kömür hâlâ ABD elektrik üretiminin dörtte birinden fazlasını sağlıyor.

Kömür her yıl 1Gt kok kömürü tüketen birincil çelik üretimi için zorunlu indirgeyici maddedir. Ayrıca global ölçekte, çimento üretmek için gereken enerjinin yaklaşık %70’ini sağlar. Ulaşım ve taşımacılık sektörünün elektrifikasyonu günümüzde çarpıcı sonuçlara yol açıyor. Kömür, Çin’de ve birçok ülkede yüksek hızlı trenler, elektrikli otobüsler, binek araçları ve scooterlarla yeniden ana ulaşım yakıtı olarak geri dönüyor.

Yaşam süresi, eğitim ve gelir düzeyinin artışı, kişi başına düşen elektrik kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Günümüzde elektriğin üçte birinden fazlası kömürden sağlanmaktadır. Özellikle 1990 ile 2010 yılları arasında yaklaşık 1,7 milyar insanın elektriğe ilk defa erişimi oldu. Bu dönemde güneş ve rüzgâr enerjisine erişim sağlayan her 1 kişiye karşılık 13 kişi kömür sayesinde elektriğe erişim sağladı. Yinelemek gerekirse özellikle gelişmekte olan ülkeler, öngörülebilir gelecekte kömür kullanmaya daha fazla ihtiyaç duyuyor ve bunu artırmayı planlıyor.

İkinci Gözlem: Birinci adım, dünya nüfusunun yaklaşık %15’ini oluşturan 1 milyar insanın henüz sahip olmadığı elektriğe erişmesine imkân tanımaktır. Yaklaşık 3 milyar insan günlük gıda pişirme ve ısınma ihtiyaçları için ilkel yöntemlerle biyokütle kullanıyor. Bu biyokütlenin pirolizi ve elektrifikasyonla birlikte kullanımı çok daha temiz olacaktır, kömür yakıtından kaynaklanan salımları iyileştirmek için ileri adımlar atılmaktadır. Teknolojide bugün ulaştığımız düzey kömürden kaynaklanan kirletici salımı azaltma konusunda kanıtlanmıştır ve bunu geliştirmeye devam etme fırsatımız vardır.

1970’ten beri dünyada kömürden kaynaklanan salımlar %82 azaldı; üstelik kömür tüketimi %146 arttı. Karbon salımını azaltmanın ilk adımı daha yüksek verimlilikle başlar. Bugün
dünya genelinde kömür yakıtlı enerji santrallerinin ortalama verimliliği %35’tir. Bu ortalamayı 5 puan artırarak %40’a çıkarmak, küresel salımları 2 gigaton veya Hindistan’ın yıllık toplamına eşdeğer miktarda azaltacaktır. Olumlu adımlar zaten atılıyor, Çin’de kurulu kapasitenin %66’sını yüksek verimli, düşük salımlı santraller oluşturuyor.

Dünya çapında 2023 yılında inşa edilmekte olan ve planlanan yeni nesil kömürlü termik santrallerin 408 GW’ının yani %71’inin Çin’de olduğu bildiriliyor. Bu, Çin’in 1.100 GW’ın üzerindeki mevcut kömürlü santral portföyüyle ve yaklaşık 120 GW’lık AB santral portföyüyle karşılaştırıldığında önemli bir hamledir. Global Energy Monitor son raporuna göre küresel ölçekte, birçok yeni kömür santralleri devreye alınırken, çoğunlukla ABD (9,7 GW), Çin (3,7 GW) ve İngiltere’de (3,1 GW) olmak üzere (toplam 21,1 GW) eski teknolojiye sahip santraller kapatıldı.

50 GW’tan fazla yeni kömür santralinin geliştirilmekte olduğu Hindistan’da kömür talebinin önümüzdeki beş yıl içinde artması bekleniyor ancak artan yerli kömür üretiminin bu talebi karşılayacağı tahmin ediliyor. Daha yüksek ve istikrarlı talep beklenen diğer Asya ülkeleri pazarları arasında Japonya, Güney Kore, Vietnam, Bangladeş ve Filipinler yer alıyor. Endonezya’da düşünülen 6 GW’lık yeni santrallerin ise yerli kömürle çalışması bekleniyor.

Küresel kömür enerjisi salımının yarısından fazlasından sorumlu olan 24 ülkenin, Paris Anlaşması kapsamında katkı koymayı taahhüt ettikleri konular arasına ileri kömür teknolojilerini dahil etmesi dikkat çekicidir. Dünyanın kömür tüketen ülkelerinin çoğu, karbonun kısıtlandığı bir dünyada kömürün rolünü önemli görmeye devam ediyor. Gerçekte dünyanın mevcut elektrik üretim tesislerinde salım konusunda daha fazla önlem almaya
ihtiyaç vardır. Teknoloji bugün mevcuttur ancak yatırım maliyetlerini azaltmak için inovasyon hattında sürekli araştırma ve geliştirmeyle proje maliyetlerini daha da düşürmeyi içeren dönüşümsel teknolojilere ihtiyaç vardır.

Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi’nin 120.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikDoğan Holding’ten Madenciliğe Doğrudan Yatırım
Sonraki İçerikYeni Maden Yönetmeliği Taslağına Madencilerden İtiraz