Türkiye madenciliğinin önemli simalarından Dr. Tandoğan Engin’i, 83 yaşında kaybettik.
Maden jeologları camiası, büyük bir değerini yitirdi. Hastaneye kaldırıldığı son bir hafta boyunca sevenleri ve yakınları, ondan gelecek iyi haberleri beklerken, maalesef 16 Aralık 2024 günü vefat haberi geldi. 17 Aralık’ta, ailesi ve yakınlarının yanı sıra, yıllarca emek verdiği MTA ve DAMA Mühendislik AŞ’den çok sayıda meslektaşı ve sevenleri tarafından Karşıyaka’da sonsuzluğa uğurlandı.

45 yıl boyunca hizmet ettiği MTA Genel Müdürlüğü ve DAMA Madencilik AŞ, cenazeye çelenk göndermişti. Ancak Türk madenciliğine büyük hizmetler sunan, maden aramalarında yenilikler getiren ve sayısız maden jeoloğu yetiştiren bu büyük insan için bu ilginin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bir MTA aşığı ve kurumuna eşsiz katkılar sağlayan bir mensup olarak, MTA’dan bir cenaze töreni ile uğurlanmayı fazlasıyla hak etmişti.

Öncelikle, bir öğrencisinin gözünden Dr. Tandoğan Engin’i tanıtmak istiyorum. Antalya’nın Kaş ilçesinde, öğretmen bir anne ve babanın dört çocuğundan ikincisi olarak dünyaya gelen
Engin, genç yaşlarından itibaren ülkesine ve toplumuna hizmet etmeye adanmış bir
yaşam sürdü. 1962 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, 1964 yılına kadar Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü bünyesinde kömür arama projelerinde görev yaptı. Ardından, İngiltere Durham Üniversitesi’nde krom yatakları üzerine doktora çalışmalarına başladı. 1969 yılında doktorasını tamamlayarak yurda döndüğünde, MTA Maden Etüt ve Arama Dairesi’nde göreve başladı. Kısa bir süre sonra, dönemin Genel Müdürü Doç. Dr. Sadrettin Alpan’ın desteğiyle MTA’da Krom-Nikel-Kobalt Servisi’ni kurdu ve ilk servis şefi olarak görev yaptı. Bu adım, Türkiye’de çağdaş krom aramacılığının başlangıcı kabul edilir.

Dr. Tandoğan Engin, ofiyolitik kayaların as birimlere ayrılarak yapısal haritalanması ve yapısal analiziyle krom arama yöntemini Türkiye’ye kazandırmıştır. Krom Servisi’ndeki
çalışmaları kapsamında, başta Guleman (Elazığ), Fethiye-Köyceğiz-Tavas, Orhaneli-Harmancık, Aladağ (Adana) ve Kopdağ (Erzincan) bölgeleri olmak üzere, Türkiye’nin
birçok bölgesinde arama projelerini başlatmış ve önemli rezervlerin bulunmasına katkı sağlamıştır.

2006 yılına kadar hizmet verdiği MTA Maden Etüt ve Arama Dairesi’nde saha jeoloğu, ekip lideri, bölüm şefi, başkan yardımcısı, başkan ve kıdemli arama jeoloğu olarak görev yaptı. MTA’daki çalışma hayatı boyunca, kurum yönetimine danışmanlık ve rehberlik yapmaya da devam etti. Bilgeliği ve tecrübesiyle MTA’nın arama politikalarının belirlenmesinde ve yürütülmesinde etkili oldu.

Bu süreçte, Türkiye’nin maden potansiyeline dair derinlemesine analizler yapan ve sayısız arama projesinin hazırlanmasında, değerlendirilmesinde ve uygulanmasında önemli rol oynayan bir bilim insanı olarak ön plana çıktı. Ayrıca 2000 yılında yayımlanan 1/1.000.000 ölçekli Türkiye Metalojenik Haritası, Türkiye’nin Kuzeydoğu Karadeniz bölgesi ile Batı Gürcistan arasındaki bölgenin 1/500.000 ölçekli metalojenik haritası ve 2005 yılında yayımlanan Biga Yarımadası’nın Metalojenisi, KB Türkiye başlıklı MTA yayını gibi önemli çalışmalara ortak yazarlık yapmıştır.

MTA’dan emekli olduktan sonra, mesleki hayatına DAMA Mühendislik AŞ’de devam etmiş ve şirketin etik değerlerini koruyarak uluslararası standartlarda hizmet veren bir kuruluş haline gelmesine büyük katkı sağlamıştır.

Yazının Devamı Madencilik Türkiye Dergisi’nin 124.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Önceki İçerikNetcad, Yeni Kaynak Kestirim Yöntemini Tanıttı
Sonraki İçerikPutzmeister Türkiye, Özseç Beton ile Yeni Bir İş Birliğine İmza Attı!