Tuz, insanlığın antik çağlardan beri kullandığı en eski ve en çok ticareti yapılan minerallerden biridir. Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Kurumu’na (USGS) göre, dünyadaki hemen hemen her ülkenin çeşitli boyutlarda tuz yatakları ya da güneş buharlaştırma
operasyonları vardır (Bolen, 2024) ve 2023’te dünya çapında tuz üretiminin 270 Mt olması tahmin edilmektedir. Bu, tuzu dünyada en çok ticareti yapılan mineraller arasında
dördüncü sıraya yerleştirmektedir.

Tarihsel İstatistikler, yıllar içinde tuz fiyatlarında yavaş ve istikrarlı bir artış olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, tuz üreticileri, diğer madencilik hammaddelerinde yaygın
bir zorluk olan önemli fiyat oynaklığında gezinmektense, operasyonel verimliliği ve maliyet denetimini korumaya daha fazla odaklanabilirler.

Diğer cevherlerde olduğu gibi tuz yataklarının değerlendirilmesi de kaynakların kestiriminde, sürdürülebilir ve verimli çıkarmayı sağlamaktan ve uluslararası alanda tanınan standartlara uyumluluktan sorumlu nitelikli bir profesyonel olan yetkin bir kişinin uzmanlığını gerektirir. Ancak, tuz yataklarındaki teknik personelin rolü, diğer madencilik türlerine kıyasla bazı benzersiz yönlere sahiptir.

Türkiye, 2023 yılında yaklaşık 7,5 milyon ton tuz üreterek küresel olarak altıncı büyük tuz üreticisi durumuna gelmiştir. Türkiye’de tuz üretimi öncelikle iki ana yöntemle gerçekleşir: Güneş kaynaklı doğal buharlaştırma ve geleneksel kaya tuzu madenciliği. Türkiye’nin tuzunun çoğunluğu (%70 civarı) Tuz Gölü’nden doğal buharlaştırma ile üretilir; burada
doğal işlemler kışın mineralleri göl suyuna eritir ve yaz sıcağı suyun buharlaşmasına neden olarak geride yoğun tuz bırakır. İzmir gibi kıyı bölgelerinden deniz tuzu çıkarımı yaklaşık %20 katkıda bulunurken, yer altı yataklarından kaya tuzu madenciliği kalan %10’u oluşturmaktadır.

Madencilikte, “Yetkin Kişi” (YK) terimi, mineral çıkarma projelerinin fizibilitesini, güvenliğini ve sürdürülebilirliğini değerlendirmeye yetkili olan, genellikle bir jeolog, maden mühendisi ya da benzeri bir uzman olan sertifikalı bir profesyoneli anlatır. Birincil rolleri, kaynak ve rezerv tahminlerinin doğruluğunu sağlamayı, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG/ÇSY) uyumluluğunu ve finansal uygulanabilirliği denetlemeyi, paydaşlar (şirketler, bankalar, finans kuruluşları, bireysel yatırımcılar vb.) ve düzenleyici otoriteler için ayrıntılı raporlar hazırlamayı içerir. Kaynak ve rezerv tahmin işlemlerinde hesap verebilirliği ve saydamlığı sağlamak için çoğu ülke yetkin kişilerin Avustralya’nın JORC Kodu ya da Kanada’nın NI 43-101 Standartları (CIM Kılavuzu kapsamında) gibi düzenleyici çerçeveler tarafından belirlenen yönergeleri izlemesini ister. Bu standartlar mineral kaynak raporlamasının açıklanması için katı zorunlulukları ana çizgileriyle belirtir. YK’ler, uzmanlaşmış bilgileri ve bu standartlara olan bağlılıklarıyla madencilik sektöründe güvenilir ve sorumlu kaynak yönetiminin temel taşıdır. Tuz yatakları söz konusu olduğunda, bir YK’nin görevleri göreli olarak daha kolaydır. Çünkü tuz yatakları genellikle metaller ya da değerli mineraller içeren karmaşık cevher gövdelerine oranla jeolojik olarak çok daha basittir ancak bir YK yine de jeolojik ortamlara ve oluşumlara dikkat etmelidir.

Yazının Devamı Madencilik Türkiye Dergisi’nin 123.sayısındadır.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Önceki İçerikNetcad Avantajlı Birçok Özelliğiyle Müşterilerine Etkili Çözümler Sunuyor
Sonraki İçerikŞişecam, Ciner Grup’un ABD’deki Soda Külü Yatırım Hisselerini Satın Aldı