Herman Cornelissen
Sürdürülebilir Kalkınma Şefi, DMT Güney Afrika Dr. Hakan Arden Kahraman Teknik Müdür, DMT Türkiye
Güney Afrika’da (GA’da) geçmişi Erken Bronz Çağına dek uzanan madencilik, ülkenin son iki yüz yılda ekonomik gücü olmuş ancak geriye de yaklaşık 6000 adet terk edilmiş maden bırakmıştır. Dolayısıyla madenciliğin yaygın olduğu ülkelerdeki benzer sorunlar GA için de geçerlidir. Bu bağlamda madenlerin kapatılmasının ardından öğrenilen dersler ve bu alanların kullanımlarındaki yaratıcı çözümler aşağıda anlatılmıştır.
Madenin Kapatılması/Alternatif Maden Alanı Kullanımı
Uluslararası Madencilik ve Metal Konseyi (ICMM), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve benzeri diğer kurumlar, madenlerin kapatılmasına ilişkin iyi bilinen kılavuz belgeleriyle kapatmayı, dünya çapında kapsamı iyi düzenlenmiş bir sürece dönüştürmüştür. Kamuoyunda iyi bir görüntünün korunmasına yönelik özenli uygulama ve paydaşların ilgisine ilişkin genel ilkeler, özellikle büyük maden şirketleri için, iyi kurumsal davranışın ve madenlerin sorumlu bir şekilde kapatılmasındaki ivmedir.
GA’da madencilik sonrası alan kullanımı genellikle mevzuatlarla düzenlenmez. Konsept açık olsa da özel hedefler belirsizdir. “Alternatif alan kullanımı” ya da “uygun alternatif en son alan kullanımı” gibi terimler sıklıkla dile getirilmelerine karşın tanımları açık olmadığından çoğu kez hükümetlerin yaklaşımı hedefi belirlemek değil, neyi başarması gerektiğini belirlemektir.
Maden şirketleriyse terk edilen alanı mümkün olduğunca doğal durumuna döndürmeyi yeğlerler. Ancak son yıllarda, maden alanlarının üretim kapasitesinin tam olarak geri kazanılamayacağının kabul edildiği ‘biyolojik dengeleme’ kavramı da ortaya çıkmıştır.
Bu nedenle belirli bir maden alanına verilen onarılamaz hasarı dengelemek için başka bir arazi parçasının iyileştirildiği durumlarda dengelemeler tartışılır. Her durumda, mevzuat ve yönergeler, madenleri ve madencilikten etkilenen toplulukları, maden alanıyla ilgili yaratıcı herhangi bir şey yapmaya zorlamamaktadır. Bu fırsatları araştırmak ve araziyi otlak alanına ya da tarımsal kullanıma döndürmek için bitki örtüsünden daha yaratıcı bir şeyler yapmak maden şirketlerine ve diğer paydaşlara kalmıştır.
Bu yazı normalde madenlerin kapatılmasında yapılanların ötesinde daha yaratıcı alan kullanımlarına odaklanmaktadır. Bu örneklerin, madenin kapatılmasından sonra bu tür alan kullanımına daha fazla ilham vereceğini ve eski madenlere “potansiyel değerli varlıklar” olarak bakılacağını umuyoruz.
Madencilik Sonrası Yaratıcı Arazi Kullanımı Örnekleri
Madenler geçici de olsa önemli şeylerin saklanma yeri olarak kullanılır. Öyle ki, örneğin 1902’deki Anglo-Boer savaşı sırasında, Birleşik Krallık’ın eski Başbakanı Winston Churchill, Boers’tan kaçarken bir kömür madenini saklanmak için kullanmıştır. Ayrıca “Apartheid Hükümeti”, 1960’lardaki ambargolar sırasında ülkenin stratejik petrol rezervlerini gizlemek ve korumak için kömür madenlerinden yararlanmıştır. Daha somut olmak gerekirse, son zamanlardaki birçok maden kapanışı yaratıcı örneklerle doludur.
Tarihsel elmas madenciliği kasabası Kimberley’deki “Büyük Oyuk”, dünyaca tanınan madencilik anıtı niteliğindedir ve bünyesindeki ilginç bir müzeyle bölgesel bir ticaret ve hükümet merkezidir. Burada maden kapanım sonrası yapılan araştırmalar, yer altı boşluğundaki sabit sıcaklık ve nem nedeniyle ortamın mantar üretimi için uygun bir alan olduğu sonucuna varıldı. Nitekim hemen ardından kurulan yer altı tesisi, yerel pazar için istiridye mantarı yetiştirmek amacıyla yıllarca kullanıldı.
Bir zamanlar büyük bir yer altı asbest madeninin bulunduğu Mpumalanga eyaletindeki Diepkloof’da, madenin tükenmesiyle oluşan ve suyla doğal olarak dolan boşluk, çevredeki asbest depolama tesislerinin rehabilitasyonu ve küçük bir sermayeyle terk edilen alanı, nitroks ve teknik dalgıçlar için birinci sınıf bir uluslararası eğitim merkezine dönüştürmüştür.
Yazının devamı Madencilik Türkiye Dergisi’nin 120.sayısındadır.