Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması bakımından stratejik bir sektör olan madencilikte yeni sahaların açılmamasının sektörün gelişmesini engellediğini vurgulayan sektör temsilcileri, Türkiye’de üreticiler için hayati önemdeki pek çok hammaddenin çıkarıldığı 4. grup madenlerde 3 yıldır ihaleye çıkılmadığını, asıl sıkıntının güvenlik nedeniyle devlete geçmiş madenlerde yaşandığını belirtti.

Dünya Gazetesi’nden Sibel Sancaklı’nın haberine göre Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Atılgan Sökmen konuyla ilgili açıklamalarda bulunurken şunları söyledi: “Killer, sodyum, potasyum, lityum, kalsiyum, magnezyum, klor, nitrat, iyot, bor tuzları gibi 100’e yakın endüstriyel hammadde; linyit, taşkömürü, uranyum, toryum, radyum gibi enerji hammaddeleri ve altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, demir, manganez, krom, kalay, titan ve alüminyum gibi metalik madenler bu grupta yer alıyor. 4. grup madencilikte alan ruhsatı almakta hala büyük sıkıntılar var. İzinler hala Başbakanlık uhdesinde. Orman Bakanlığı kendi izinlerini veriyor ayrıca. Sahalarda süre bitiyor, çalışılan bir yerde süre uzatılmıyor. Ruhsat konusunda güvenlik endişeleri söyleniyor. 4. grup ihale edilmiyor. Asıl sorun bu… 4. grubun ihale edilmeyişi, madenciliğin gelişmesini engelliyor. Her yerde söylüyoruz. Hükümete, bakanlara iletiyoruz. Sektör toplantılarında gündeme getiriyoruz. 3 yıldır verilmiyor. Ruhsatlar iki şekilde alınıyor. Birincisi boş alan ruhsatı. Ancak boş alan çok az. Asıl önemli olan devlete geçmiş ruhsatların ihalesi, bunlar yapılmıyor…”

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan adayı ve Çevik Grup CEO’su Mustafa Selçuk Çevik de genel olarak madenlerde ihale açılmadığını ve bunun nedenin ise güvenlik endişeleri olabileceğini ifade ederken “Ancak bu sahaların ekonomiye kazandırılması lazım, hepsi değer. İhale açılmama nedenini bilmiyoruz. Maden İşleri Genel Müdürlüğü’de (MİGEM) işletilmeyen sahaları hemen ihaleye açması gerekir. Hepsi değer. Bu ihracata da katkı sağlayacak. İhaleler uzun zaman yapılmadı. 15 Temmuz gibi bir sıkıntı ortaya çıktı. Güvenlik endişeleri var. Yanlış ellere geçmemesi lazım. Ancak bu sıkıntının giderilmesi lazım. Bunlar yüzde 100 yerli kaynak” değerlendirmesini yaptı.

TMD Başkanı Atılgan Sökmen, bazı sahaların, istemesi halinde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) gibi kurumlara ihalesiz verilebilmesini “Buluculuk hakkı alınıyor, özel sektöre ihale ediliyordu. Şimdi ihale etmeden kamu şirketlerine verilebiliyor” sözleriyle eleştirirken, Mustafa Selçuk Çevik ise uygulamanın doğru olduğu belirterek “Bu kurumlar arama yapıyor, rezerv tespit ediyor. Değerini anladıktan sonra ihale oluyor, önemli risk üstleniyor” ifadeleri ile Sökmen’e katılmadı.

Yeni düzenlemenin 100 bin kadar sahayı ilgilendirdiği ve sektöre hareket getireceği düşünülmüştü ancak madenciler o görüşte değil. TMD Başkanı Atılgan Sökmen, “Bu alanlara bir yatırımcı alıp bakmış, bir şey var mıdır? Terk etmiş. Bu alanların geçmişi var. Bunlar verimli yerler değil. Bazılarına talipli çıkabilir ama bu madencilik sektöründe önemli bir hareket getirmez” dedi. İMİB Başkanı Aydın Dinçer de 2 kez ihaleden alıcı bulamamış sahaların tekrar ihaleye çıkarılmasının gereksiz bürokratik işlemlerle zaman kaybı olacağını, ihalesiz yöntemle tekrar aramaya açılmasının sağlanacağını söylüyor. İMİB Başkan Adayı Mustafa Selçuk Çevik de “Madenci almış bakmış, ekonomik değeri olan bir rezerv tespiti yapılamamış, değeri yok. Bazılarında belki bir değer olabilir” diyor. Çanakkale Madenciler Derneği (ÇMD) Başkanı Mehmet Naci Tülek de “İhalesiz verilmesinin olumlu olduğunu düşünüyorum. 2 kez ihaleye çıkmış. Rezervli olması durumunda zaten alıcısını bulur, ikinciye gerek kalmaz” dedi.

ÇMD Başkanı Mehmet Naci Tülek, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) avantajlarından yararlanamayan tek sektörün maden olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Madencinin yer seçme imkânı yok. Maden neredeyse işletme orada. Yollardan ve enerji nakil hatlarından uzak yerler. Bu maliyete katlanıyorlar. Diğer sektörlerin OSB’si oluyor. Oralara sağlanan imkânlardan madenciler faydalanamıyor. İktisadi işletmeler süresiz faaliyet gösterirlerken, madencilik işletmelerinin ömrü rezervle sınırlı.”

Maden sektörüne yabancı ilgisinin azaldığına da değinen Tülek, şöyle konuştu: “Madenlere yabancı ilgisini azalttı, alınamayan izinler madenciliği zor yapılan bir iş haline getirdi. Orman izinlerindeki gecikmeler, Gayri Sıhhi Müessese ruhsatlarındaki gecikmeler, bakanlıkların çeşitli kurumlarından alınan izinlerdeki gecikmeler yabancı ve yerli firma ya da kişilerin neredeyse madencilik işlerinden vazgeçmesine sebep oluyor.”

Önceki İçerikTTK, Tahlisiye Çalışmalarını Etkin Hale Getirmeyi Hedefliyor
Sonraki İçerikLityum – Tantalum Geliştirme Projesi (Etiyopya) Ortak Girişim İçin Yatırım Daveti