Ülkemizin madencilik sektöründeki ilk Araştırma-Geliştirme şirketi olan ve 2015 yılında kurulan COA AR-GE Ltd. Şti. Dokuz Eylül Üniversitesi, Teknoloji Geliştirme Bölgesi DEPARK bünyesinde çalışmalarını yürütüyor. Şirketin ana amacı, ülke madenciliğimizin yurtdışından bağımlı olduğu ekipmanların teknolojisini geliştirmek ve bunları ülke madencilik endüstrisine sunmaktır. Bu amaçla, Milli Enerji ve Milli Maden politikası çerçevesinde, sadece yerli kömürle kalmayıp ek olarak, yerli mühendis, yerli çalışan ve yerli ekipman anlayışı ile hizmet etmeyi amaçlamaktadır.

COA AR-GE Ltd. Şti.GÜVENLİ KÖMÜR MADENCİLİĞİ çatı projesi altında çalışmalarını yürütmektedir. Bu çatı projenin kapsamında Güvenilir Kaynak Tahmini, İş Sağlığı ve Güvenliği, Yerli Faydalı Model Geliştirilmesi, Yerli Teknoloji ve Ürün Geliştirilmesi alt başlıkları ile sektörün yerlileşmesine hizmet etmeyi planlamaktadır (Şekil 1).

COA AR-GE Ltd. Şti. uzmanlık alanları ve çalışma konuları

Firma olarak, madencilik sektöründe yeni istihdam alanları oluşturmaya yönelik yatırımlar için teknoloji üretilmesi ve üretilen teknolojinin kullanılabilirliği baz alınarak çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalarda, teknoloji üretimi safhasında, KOBİ olarak faaliyet gösteren kendini kanıtlamış şirketlerle paydaş olarak işbirliği yapılmıştır.

Güvenilir kaynak tahmininde, sadece yerindeki kömür miktarı çok fazla şey ifade etmemektedir. Bilinen üretim yöntemleri ile ve hatta bazen yatağa özgü geliştirilecek yeni üretim yöntemleri ile üretilebilir kaynak miktarını ortaya koymak çok daha anlamlıdır. Yerinde, 5000 kcal/kg ısıl değerde, 1 milyar ton kömürünüzün olması çok anlamlı değildir. Ancak, toplamda 2500 kcal/kg ısıl değerde 3 milyar ton kömürü aynı ocaktan üretmeyi planlayabiliyorsanız işte o zaman güvenilir kaynak tahmini yaptığınızı söyleyebilirsiniz.

İş sağlığı ve güvenliği konusunda uzun yıllardır çalışmalar yapılmaktadır ve bu konuda mevzuatımız çok sıkıdır. Uygulamada bazen sıkıntılar yaşanabilmektedir. Ancak, risk analizi metodolojisinin maalesef ülkemizde işlemediği görülmektedir. Kültürel olarak farklı, yapısal olarak farklı bölgeler için üretilen bu metodolojiler bizim çalışanlarımız üzerinde başarılı olamamaktadır. Bu konuda, yurtdışından gelen uzmanlara sarılmak doğru bir yol olmayacaktır. Bu konuda da yerli risk analizi metodolojisinin geliştirilmesi için çalışmalarımız yürümektedir.

Bunun yanında, bilinebildiği kadarıyla dünyada ilk kez bütün bir yer altı ocağını modelleyerek ‘Acil Durumlara Yönelik CFD (Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği)’ analizleri ile ocaktaki herhangi bir negatif durumda ocak havasının dolayısıyla hava içerisindeki gazların yönü, hızı, basınç düşmeleri vb. birçok özellik ortaya konmuştur. Bu çalışmalarla, kaza analizleri bile yapılabilmektedir. Ocağın termodinamik koşulları ve akışkanlar mekaniğine yönelik kurallarının nasıl değişebildiği bu çalışmalarla ortaya konmakta ve çok önemli çıktılar elde edilmektedir. Bu sayede, önemli kazaların önüne geçilmesi için önlemler almaya olanak sağlanmaktadır.

Diğer önemli konu ise konsept olarak telif hakkı tarafımıza ait olan ‘Maden Jeotekniği Modelinin’ oluşturulmasıdır. Bu model sayesinde aslında maden yönetimi, planlaması, operasyonların planlanması gibi birçok konuda önceden bilgi sahibi olunmaktadır. Hidrojeoloji, havalandırma, yatağın gaz durumu ve içeriği, kaya mekaniği, tasman mekanizması, göçme mekanizması, kesme mekaniği vb. birçok konuyu içine alan bu modelde, hidro-mekanik, termo-mekanik, akış mekaniği, nümerik modelleme vb. bazı araçlar ile madenin bütüncül olarak ele alındığı bir modeldir. Bu model, işletmeleri hem büyük kazalardan korumaya hem de optimum üretim koşullarını ortaya koymaya yönelik bir modeldir.

Tahkimat tasarımında, ‘Deformasyona İzin Vermeyen Tahkimat Sistemi’ projesi bitirilmiştir. Sonuçları tartışılırken, ilk meyveleri de toplanmaya başlamıştır. Özellikle yakınlarında yapılar ve açık işletmeler bulunan ocaklarda, hasar önleyici patlatma tasarımı metodu geliştirilmiştir. Poliamid malzemeden, yüksek deformasyon beklenen yerlerde kaya patlamalarını önlemek ve deformasyonu kısıtlayarak kaya içerisinde enerji birikmesini önleyen kaya saplaması tasarımı tamamlanmıştır.

Bugüne kadar birçok projede çalışılmıştır. Ancak, en önemli gördüğümüz çalışma, ‘Yeni Nesil Tam Mekanize Hafif Yürüyen Tahkimat’ tasarımının gerçekleştirilmesidir. Ülkemizde bu ekipmanların üretimi yapılmamaktadır. Yurtdışından ithal edilen bu ekipmanın, ithalat fiyatının yarısı fiyata ülke şartlarında üretimi olanaklı hale getirilmiştir. Bu ekipmanın en önemli özelliği ise tasarım aşamasında, uzun yıllar ülke kömür madenciliğinde çalışmış kişilerin paydaş olmasıdır. Bu sayede, ülkemiz jeolojisi ve kömür yataklarının ihtiyacına göre teknoloji geliştirilmiştir. Bu özelliği ile yurt dışındaki şartlara göre dizayn edilmiş ekipmanların bir adım önündedir. Üretilen yerli teknoloji sonrasında bu ekipmanın bir prototipi imal edilmiştir.


2018 yılı içerisinde başlayacak ve 2020 yılına kadar bitirilmesi planlanan yeni AR-GE projemiz ilk yerli kesici yükleyici tasarımını gerçekleştirmektir. Bu sadece, Milli Maden politikası kapsamında yerli mühendis, yerli çalışan ve yerli ekipman anlayışına büyük bir artı koymayı planlamaktayız. Bu artı sayesinde ek istihdam yaratılması da planlanmaktadır.

 Teknolojisi ülkemizde üretilecek ilk kesici yükleyici (S. Bahçekapılı)

2018 yılı sonlarına kadar bitirmeyi planladığımız önemli projelerimizden bir tanesi de, ‘İş Sağlığı ve Güvenliğine Yönelik Sanal Gerçeklik ile Personel Eğitimi’ projesidir. Buradan yetkililere, ülkemizin bu teknolojiye çok yakın olduğunu bildirmek ve ülke teknolojisi için Türk Mühendisine bir miktar zaman vermelerini isterim. Ve hatta mümkünse yurtdışına bu işler için ödenecek ücretin onda birini bu projeye vermeleri ile yerli teknoloji gelişimine katkı koymalarını istirham ederim. Bu tür çalışmalarda, yerli üretimler yabancı muadillerine göre çok daha faydalı olacaktır. Çünkü bu teknoloji de ülkemiz madencilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik olarak ve ülkemiz çalışanının anlayacağı dilden üretilecektir.

Bu çalışmalar kapsamında, ülkemizin yetiştirdiği ender Madenci Makine Mühendislerinden Serkan Bahçekapılı da bütün tecrübesi ile projelerimize destek vermektedir. Yine, İmbat Madencilik AŞ’den Gökalp Büyükyıldız, Aygün Ekici de uzun yıllardır biriktirdikleri tecrübeleri ile projelerimize ışık tutmaktadırlar. Bir diğer paydaşımız Erdem Kaya da bizlere termodinamik ve akışkanlar mekaniği konusunda katkı koymaktadır. Kendilerine emekleri için çok teşekkür ederiz.

UYARI

Bu haber bir “Madencilik Türkiye Dergisi” haberidir. Her Hakkı Mayeb Ltd.’ye ait olup izinsiz olarak kopyalanıp yayınlanması suçtur ve yasaktır. Kaynak gösterilmeden kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Kaynak gösterilerek kullanılmak istenmesi halinde “Bu haber/makale Madencilik Türkiye Dergisi’nden alınmıştır” ibaresi ile birlikte haberin linki verilmeli, link de web sitemize yönlendirilmelidir.

Epiroc
Önceki İçerikEpiroc Tarafından Düzenlenen Püskürtme Beton Simülatör Eğitimi İstanbul’da Gerçekleştirildi
Sonraki İçerikMaden ve Doğal Taş İhracatı 2017 Yılında Yüzde 24 Arttı